Dünya imtihan yeridir.

Dünya imtihan yeridir. Imtihan deyince hastalik, fakirlik, ölüm gibi aci
seyler akla gelir.
Fakat imtihan sadece bunlar degildir. Insan, sihhat, zenginlik ve rahatlik
ile de imtihan edilir.
Hayir ya da ser, her seyin içinde imtihan vardir.
Insanin dünya hayatinda yasadigi büyük imtihan Yüce Allah?a kulluk ve
dostluk imtihanidir.
Bunun için melekler ve cinler yaratilmistir, peygamberler gönderilmistir.
Içimize nefs, karsimiza seytan, önümüze helal ve haramlar konulmustur
Sonra bütün bunlarin arasinda bir tercih yapmamiz istenmistir.
Önüne gelen her iste Allah rizasini seçenler, Hak katinda en akilli, en
kazançli ve en sevgili kullardir
Islerinde harami ve seytanin tarafini seçenler, gerçekte en akilsiz, en
zararli ve en sevimsiz kullardir.
Bazen hayri, bazen harami seçenlerin isi ise Allah?a kalmistir. Onlarin
kalbi hastadir, gönül huzuru yoktur.
Ta ki tevbe edip haramlardan kurtulana kadar.
Ilk insandan, en son insana
Ilk insanla imtihan baslamistir, son insana kadar devam edecektir.
Peygamberler dahil, bütün mükellef insanlar bu imtihan meydanina çikarilmis,
akilli olup büluga eren herkes için imtihan baslamistir.
Bundan kaçmanin ve kurtulmanin imkani yoktur. En iyisi gönül hoslugu ile
güzel olana katilmaktir.

Bu imtihanda her kulun kalbindeki iman kontrol edilir, niyetine bakilir,
neyi niçin sevdigi belirlenir, hayattan beklentileri bilinir,
yaptigi isler tespit edilir. Böylece lehine veya aleyhine deliller birikir
ve sonuçta Yüce Allah herkese hak ettigini verir.
Bu imtihanla, mümin münafik birbirinden seçilir, Yüce Allah?i sevenlerle
dünyaya gönül verenler,
hayirlara kosanlarla güzel islerden kaçanlar birbirinden ayrilir, görevli
melekler tarafindan herkesin yaptigi yazilir.
Ahirette kazanan da kaybeden de bir delil, sebep ve sahide göre sonuç alir.
Hiç kimseye haksizlik edilmez.
Peygamberler de sinandilar
Peygamberlerin niçin aci ve hastalik çektikleri,
insanlar tarafindan hakaret gördükleri, yalnizliga itildikleri, yurtlarindan
çikarildiklari, taslandiklari,
aç kaldiklari dogru anlasilmazsa, insan vesvese ve fitneye düser. Çünkü
peygamber Allah?in dostu ve elçisidir.
Seytan insana gelir ve: ?Yüce Allah, peygamberlerini niçin bu hallere
düsürdü?
Yerin gögün hazineleri O?nun ise, neden sevdiklerini aç birakti? Herseye
gücü yeten Allah,
neden düsmanlarina firsat verip peygamberlerini taslatti?? seklinde vesvese
verip kulu dininde fitneye düsürür.
Halbuki bütün bunlarda pek çok hikmetler ve büyük ibretler vardir.
Imtihanin manasi, bilinmeyen seyi tesbit etmektir. Burada bilinmesi gereken
sey, insanin içindekilerdir.
Insanin içini bilecek ve görecek olan Yüce Allah degil, insanlardir.
Yüce Allah zaten herkesin gizli açik her seyini bilmekte ve görmektedir.
Bunun için ayet-i kerimede: ?Allah yolunda cihat edenlerinizi belirlemek,
sabredenlerinizi tespit etmek ve haberlerinizi ortaya koymak için sizi
imtihan edecegiz.? (Muhammed, 31) buyrulmaktadir.
Insanliga örnek olsun diye
Bütün peygamberler, iman ve ahlâkta örnektirler. Yaradilislari tertemiz,
kalpleri ilâhi ask ve edeple doludur.
Onlar, her halleri ile ilâhi ahlâki temsil eder. Iste onlardaki bu güzel
hallerin ve yüksek ahlâkin gözükmesi için bir sebep gerekir.
Aydinligin taninmasi için karanligin lazim oldugu gibi. Insandaki sabir
seviyesi de aci hallerde belli olur.
Edep, edepsiz insanlarla anlasilir. Mertlik ve adalet, düsmanlarla ortaya
çikar.
Takdire riza hali, afet, dert ve hastaliklarda kendini gösterir. Allah?a
teslimiyet zor ve dar anlarda anlasilir.
Kisaca, ateste yanmadan, altin cevheri ortaya çikmaz.
Bunun için Allahu Tealâ, Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz?in serefli
kalbindeki iman ve ilâhi aski ortaya çikarmak için O?nu en agir
ve aci imtihanlara tabi tutmustur.
Sikinti atesleri içine salarak gönlündeki sakli sevgiyi, merhameti, sabri,
azmi, edebi ve diger güzel halleri ortaya çikarmistir.
Böylece Efendimiz s.a.v. Allah?a dostluk yolunda insanlara örnek olmustur.
Bu yolun ne kadar kiymetli ve tatli oldugunu çektigi çilelerle göstermistir.
Ilâhi askin insana neler yaptiracagini, en siddetli sikinti ve zorluklara
gönül hoslugu ile sabrederek ispat etmistir.
O?nun günlerce açlik çekmesi, kavmi tarafindan terk edilip yalniz
birakilmasi,
hiç hak etmedigi hakaretleri görmesi, taslanmasi, hasta olmasi, yakinlarinin
ölüm acisini tatmasi, savaslarda yaralanmasi,
sevdiklerini sehit vermesi; evet bütün bunlar az önce belirttigimiz
hikmetler içindir.
Allah Rasülü s.a.v. Efendimiz, bunca sikintilar yaninda, yerlerde ve
göklerde hiç kimseye nasip olmayan bir
heybet, izzet, seref, itibar, sevgi, hürmet, iltifat, zafer ve devlete de
ulastirilmistir.
O, bunca nimetler içindeki imtihani da en mükemmel sekilde vermistir.
Acilara sabrederek, güzelliklere sükrederek,
her iki halde de büyük bir tavazu ve edebe bürünerek Yüce Allah?a dostlugunu
ve kullugunu en üst seviyede yerine getirmistir.
Bütün peygamberlerin çektigi çileler bu manadadir.
Onlar, Allah yolunda en aci ve agir sikintilari bizzat yasayarak, insanlara
yol açmislar,
korkak ve tembel nefislerin kulluk yolunda engel gördügü bos bahaneleri
ortadan kaldirmislardir.
Her halimiz bir imtihan
Iman, Yüce Allah?i tercih etmektir. Mümin, Yüce Allah?a dost olmak isteyen
kimsedir.
Yüce Allah her müminden bu dostlugun geregini istemektedir. Ayette, ben
inandim diyen bütün insanlara:
?Sözde kalmayin, imanin geregini yapin, sadik ve samimi oldugunuzu
kullugunuzla gösterin,
Allah?a kavusmak isteyenler ölüme hazir olsunlar.?
(Ankebut, 2-5) uyarisi yapilmistir.
Müminin imtihani su üç alanda gerçeklesir: Ibadetleri yerine getirmede,
haramlari terk etmede, bela ve musibetlere sabretmede.
Bunlarin özü ilâhi muhabbet ve samimiyettir.
Allah dostu deyince bunlar akla gelir. Dinde bos davalara ve iddialara yer
yoktur.
?Ben Allah?in dostuyum? diyenlerden dostluk istenir.
Arifler demistir ki: Bir kul, bütün ibadetleri yapsa, fakat bütün
haramlardan sakinmasa, Allah?in dostu olamaz.
Isin asli, kalbin Yüce Allah?i sevmesi ve O?nun rizasini her seye tercih
etmesidir.
Mümin, kalbinin halini aci-tatli her iste ve ibadette kontrol etmelidir.
Namazda ihlâsli oldugu gibi, bir sikintiya sabrederken de ihlâsli olmalidir.
Bir günahtan kaçarken de Allah rizasini aramalidir.
Kuldan hastalik halinde edep, tavazu, riza ve teslimiyet beklendigi gibi,
sihhat, afiyet, genislik ve zenginlik
halinde de ayni seyler beklenmektedir.
Kisaca imtihanin merkezi kalptir; kalpte aranan samimiyettir.
Hedef, iç ve disla Allah?a yönelmektir.
Bunun için ayette: ?Kötülükleri terkedip hakka dönmeleri için biz onlari
iyilik ve kötülüklerle imtihan ettik.
? (A?raf, 168) buyrulmustur.
Allah dostlarindan Süfyan es-Sevrî k.s. kadin velilerden Rabia Adeviyye
k.s.?nin yanina geldi. Sordu:
– ?Her kullugun bir sarti ve her imanin bir hakikati vardir.
Senin kulluk sartin ve imaninin hakikati nedir?? Su cevabi aldi:
-?Ben Allah?in atesinden korkarak O?na ibadet etmem. Yoksa, efendisinin
korkusundan ona itaat eden hizmetçi gibi olurum.
Ben cennet muhabbeti ile de kulluk etmem. Böyle yaparsam, kendisine bir
seyler verildiginde efendisine hizmet eden hizmetçi gibi olurum.
Ben ancak Yüce Rabbim?i sevdigim ve Ona kavusmak istedigim için ibadet
ederim.? (el- Mekkî, Kûtu?l-Kulûb)
Urve b. Zübeyr rh.a.?in bir hastalik sebebiyle bir dizinden asagisi kesildi.
Buna karsilik o: ?Benden ayagimin birisini alan Allah?a hamd olsun. Ya
Rabbi, sen birisini aldiysan, digerini biraktin.
Bir bela verdi isen, afiyet de verdin.? dedi ve o geceki virdini, gece
ibadetini ve zikrini terketmedi.? (Gazalî, Ihya)
Yine Ihya?da su olay nakledilir: Hz. Isa a.s. bir adama ugradi. Adam,
gözleri kör, iki tarafi felçli, kötürüm bir halde yatiyordu.
Bütün bu dertler içinde adam söyle diyordu:
– ?Insanlarin çogunu düsürdügü hastaliktan beni kurtaran Allah?a hamd
olsun.? Hz. Isa a.s. sordu:
– ?Allah seni hangi hastaliktan kurtardi ki, sükrediyorsun?? Adam su cevabi
verdi:
– ?Ben, Allah?in kalbime koydugu marifet (O?nu tanima) nuru sebebiyle,
kalbine koymadigi kimselerden daha iyi haldeyim.?
Hz. Isa a.s. dogru söyledigini belirtti, adamin elini tuttu, dua etti, o da
sifa buldu.
Bundan sonra bu adam Hz. Isa a.s.?in yakin arkadasi oldu.
Cenneti hakedebilmek
Rasulullah s.a.v. Efendimiz, cennetin sikintilarla, cehennemin ise nefsin
hosuna gidecek seylerle sarildigini haber vermistir.
(Tirmizî, Hakim, Elbanî)
Allahu Tealâ, cenneti çok kiymetli ve serefli yaratmistir.
Sevdiklerine cemalini orada seyrettirecektir. Bu hedefe yönelen müminlerden
gayret ve hasret beklemektedir.
Bunun için cennet yolunun basi aci, sonu tatli yapilmistir.
Allah?in razi oldugu isleri nefs istemese de, müminin akli ve imani güzel
bulup pesine düsmelidir.
Nefse günahlarin çekici, hayirli islerin sikici gelmesi, imtihanin en zor
yanidir. Aslinda isin tadi ve sirri burada gizlidir.
Allahu Tealâ, ?benim yolumda sizden öncekiler gibi çile ve zahmet çekmeden
cenneti beklemeyin? diyor. (Bakara, 214)
Allah yolunda çekilecek çilelerden birisi de, Allah için sevilen müminlerin
sikintilarina sabredip, dostlugu bozmamaktir.
Bunda hem gönlü, hem de cenneti kazanmak vardir. Insanin en büyük imtihani
yakinlariyla olur. En büyük sikinti tanidiklardan gelir.
Çünkü onlarla paylasilan bir hayatla birlikte birçok haklar vardir.
Cennetlik müminlerin en belirgin vasfi, geçimi zor insanlara yumusak
davranmak,
onlari Allah için idare etmek, kalbinde hiçbir mümine kin, haset ve intikam
hirsi tasimamaktir.
Insanlarin yükünü çekmek ve onlarla güzel geçinmek, peygamberlerden kalan en
faziletli ve en gerekli sünnettir.


Dr. Dilaver Selvi

6 responses to this post.

  1. ablam bu yazıyı kader mahkumu bir arkadasıma gönderıcem mehtup yazdım ona bunuda eklıcem kac sayfa tutarsa tutsun binevi cok iyi gelıcek ona hissedıyorum süreklı gönderıyorum böle seyler ama bu daha iyi gelıcek cünki harıka bir yazı saolasın cnm

    Beğen

    Cevapla

  2. Posted by gulayozturk on Ağustos 23, 2009 at 4:28 pm

    evet ,imtihan ilgili bilmemiz gereken hemen hemen herşeyi vardır bu yazida.
    gönder nşallah.
    benden de selam söyle.sabır en buyük nimet olduğunu de iledir

    Beğen

    Cevapla

    • ablam zaaten ona kuru tesellıler atmıyorum böle dini bölümler atıyorum okuyor bu daha ferah getırıyor ona namaza filan baslamış cok sukur orda zaten hayatında ilk defa giriyor bir hatası yüznden hayatını zeyır ettı ama insallah cıkıcak 2 3 ay sonra mahkeme sonrası dilerım Allahım affeder onu Allahım ın izniyle cıkarırlar icerden

      Beğen

      Cevapla

  3. Posted by esen on Ekim 16, 2010 at 9:39 pm

    öyle içim yanıyor ki… ben çok yanlış işler yaptım, yüzlerce kez tevbelerden döndüm. boynum bükük, hastayım, hem de çok hasta. kalbi hasta diye tabir edilenlerden biriyim. ne olur bana yardımcı olun. hiç umut yok mu? ibadet etmedim doğru düzgün, büyük küçük günahlar işledim ama şu anda içimde derin bir sıkıntı, kaygı ve huzursuzluk var. nasıl kurtulacağım, iyi bir insan, salih mümin olabilecek miyim? bu dünya yalan, fasa fiso herşey. anksiyete tanısı kondu bana ama ilaçlar geçirmiyo sıkıntımı. ne olur yardım edin.

    Beğen

    Cevapla

    • değerli kardeşim hepimiz bir şekilde günahlar,hatalar işledik.önemli olan yalnıs yaptığımız ve bizlere çok seven Mevlamıza üzdüğümüz farkında olmak..hasta olduğunuz söylüyorsunuz ve iyileşmeyi ümit ediyorsunuz..özellikle çok dua etmelisiniz..devamlı,israrla Mevlamızdan c.c. yardım istemelisiniz..sonra iyilerle beraber olmaya gayret etmelisiniz..müşaitsaniz bizlere dinleyin..her sabah türkiye saati 10.30 de canlı yayındayim hafta sonu dahi..adres yazayim ve bizlre dinlemeye gayret edin..Rabbim c.c. sebepsiz bir şeyi yaratmaz..belki sizin için bir yardımımız dokunur Rabbim izniyle
      http://www.gulayozturksultan.blogcu.com

      Beğen

      Cevapla

    • Posted by trabzonlu fatih on Ekim 17, 2010 at 7:24 pm

      değerli kardeşim esen irtibata geçmemiz mümkünmü inş senınle inş senın gibi güzel kardeşimize yardımcı olurum msn adresimi veriyorum inş fatih_gencturk@hotmail.com belki bu şekılde adres vermem sana karşı farklı durumları örrseleyebilir ama allah için bu sitenın müdavimlerindenım inş banada gülay ablam söyledi inş bana ulaşabilirsen inş allah için sana yardımcı olmaya çalişacağim inş

      Beğen

      Cevapla

Yorum bırakın