Muhammed Esed Kur`an çevirisinde takva kelimesini, “sorumluluğunun bilincinde olmak” şeklinde yorumlar. İnsan hem kendisine hem topluma ve en fazla Allah`a karşı sorumluluğunun bilincinde olmalıdır.
Takvanın en bilinen anlamı Allah`tan korkmaktır ancak bu korku bildiğimiz anlamda dünyevi bir korku değildir. Takva sahibi insan, Rabb`ine aşkla bağlıdır ve O`nun hoşnutluğundan mahrum kalmaktan korkar… Seven insan nasıl sevdiğini gücendirmekten, sevgisini yitirmekten korkarsa, takva sahibi mümin de Allah`ın sevgisinin yok olmasından içi titreyerek korkar. Ve hissettiği bu derin korku Allahın buyruklarına çok titiz olmasına ve O`nun sınırları içerisinde bir yaşam sürmesine sebep olur.
Takva sahibi insan her an, Allahın varlığının ve sonsuz gücünün kontrolünde olmanın, Ona yakın olmanın mutluluğunu yaşar. Yarattığı muhteşem sistemler karşısında Allahın kudretini ve büyüklüğünü tefekkür eder; haşyet, heyecan ve sevinç duyar. Sürekli mutludur takva sahibi mümin ve Rabb`ine karşı son derece duyarlıdır.
“Varım?” diyen her insan ruhunu terbiye etmeli, imanını derinleştirmeli. “Ey Ademoğulları, Biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size `süs kazandıracak bir giyim` indirdik (var ettik). Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah`ın ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler. (Araf Suresi, 26) ayetinden anlaşılacağı gibi, takva elbisesini kuşanmak çok daha hayırlıdır.
Takva sahibi mümin yüzeysel değil, derin imanı yaşar. Yıkılmayan gerçek ve derin bir iman en büyük nimettir. Bu imana sahip insan, büyük bir güce sahiptir. Derin iman için Allah aşkını samimiyetle yaşamak, Allaha saf ve temiz olarak, tam bir teslimiyetle teslim olmalıdır. Asıl kilit konu ise Allah?ın dünya hayatında yarattığı imtihan sırrının tam olarak anlaşılmasıdır. Yaşanan zorlukların, çilenin ve acının arkasındaki hikmeti görebilmek çok önemlidir. Zaten yaşanan, bu gerçeği görebilenlerle görmek istemeyenlerin mücadelesi değil midir?
Bir başka ayette ise Allah, “… Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, Benden korkup-sakının. ” (Bakara Suresi, 197) şeklinde buyurarak, insanlara elde edebilecekleri en hayırlı azığın takva olduğunu bildirir. Ve insanlar edindikleri azık ölçüsünde değer kazanırlar. Allah, kulları arasındaki tek üstünlük ölçüsünün takva olduğunu, “… Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır… ” (Hucurat Suresi, 13) buyurarak haber verir.
Takva sahiplerinin Kur`an`daki genel tanımlarında birçok özelliklerinden söz edilir. Takva sahibi muvahhiddir; Allah`a bir olarak iman eder. Şirkin her çeşidinden yüz çevirir. Günahların büyüğünden de küçüğünden de kaçınır. Kalbini, Allah`tan ve O`nun anmaktan engelleyen her şeyden arındırır. Hayatını Rabb`i için yaşar, Allah`a halisane teslim olur. Ve yaptığı salih amellerle imanını eyleme dönüştürür.
Takva, yalnızca zahiri bir özellik değildir; insanın en fazla iç dünyasını güzelleştirir. Takva sahibi mümin, batınında da güzeldir. Kur`an`da kalplerin takvasına dikkat çekilir. (Hac Suresi, 32) Peygamberimiz (sav) de, “Takva şuradadır. ” ( Müslim, Birr 32, 2564) buyurarak kalbini işaret eder ve “Allahım nefsime takvasını lutfeyle!” (Müslim, Zikir 73, 2722) diyerek dua eder.
Son Yorumlar