Archive for Mayıs 2020

Mutlu ve Huzurlu Nice Gerçek Bayramlara….

Bayram bir toplumda herkesin düşüncesi, inancı, bakış açısı ne olursa olsun kalbinin sevinç ve mutlu olduğu ortamdır.

Bu insanın en temel hakkıdır, asla dokunulmaz.

Hele haksızlık asla yapılmaz bu bir zulümdür. Hz Ömer döneminde bir Yahudi’nin arsasına rızası olmadan mescid inşa edildiğini öğrenen Hz Ömer , o mescidde namaz kilmayarak mescidi yıktırmis ve o gönlün bayramına vesile olmuştur.

Ne yazikk ki son zamanlarda bir çöllesme yaşıyoruz. Estetikten, nazaketten, üsluptan, tebessümden , dokunmaktan, bütün bunların ötesinde gönül dilinden uzaklaşarak…

Bayramlar bize nasıl bir dünya inşa etmenin en güzel örneğidir. Efendimiz veda hutbesinde yuzbinlerce insana dönerek ” kimin bir hakkı varsa gelsin benden alsın” beni borçlu olarak gondermesin diyerek bizlerle rehberlik etmiştir.

Bugün kimseye kınama yoktur. Bugün hiçbir kimsenin göz yaşı akmayacaktır. Hiç bir kimseye kınama yapılmayacaktır. Hiçbir beden aç ve açıkta bırakılmayacaktir.

Efendimiz bizzat bu yönde uygulamalar ortaya koyarak, anne ve babası olmayan iki yetim çocuğun ayağına giderek onların ihtiyaçlarını karşılamis onlara ” istermisiniz Hz Muhammed sizin babanız olsun ” diyerek onlara sarılmış ve oyun alanında neşelenmesini sağlamıştır.

Bizlere ” bayramlar ” bahşeden Rabbimize şükürler olsun.

Dünyada ” bayram ” yapmaya, ” bayram ” yaşatmaya, ” bayram” toplumu oluşturmaya , ” bayramlaşmaya”, her zamandan daha fazla ihtiyacımız var.

Gönül dilinden söylemeye,
Selamlasmaya,
Muhabbete,
Nezakete,
Edebe,
İrfana,
Estetiğe,

Birbirimize güvenmeye,
Güven toplumu oluşturmaya,
Çevremize karşı sorumluluğa,

Her birimizin ihtiyacı var. Birbirimizin ” bayramı ” olmazsak Ahiret Bayramı’nda mahrumiyet yaşarız.

Yaşadığımız hayatın ” ramazan” tadında geçmesi ve dünya ve ahiret hayatında gerçek bayramlara kavuşmak dilek ve duasıyla….

Mutlu ve huzurlu nice gerçek bayramlara….

Nazım Yıldırım

Biz Onu (Kur’an-ı Kerim’i) Kadir Gecesinde indirdik

Bismillahirrahmanirrahim
” Biz Onu (Kur’an-ı Kerim’i) Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen bilirmisin? Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.O gecede,Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail a.s) her iş için iner dururlar. O gece esenlik,gün ağarıncaya kada sürer.”
(Kadir Süresi 1-5 Ayetler)

Kur’an-ı Kerim’in inmeye başladığı Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi İslam’da en kutsal ve faziletli gecedir. Kadir gecesi, içerisinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır.”
(Ebû Hüreyre r.a.)

Hz. Aise (r.anha) söyle anlatiyor: “Ey Allah”in Resulü! Kadir gecesine rastlarsam nasil dua edeyim? diye sordum. Resulüllah (aleyhisselam):
“Allahümme inneke afüvvün tühibbü”l-afve fa”fu annî
(Allah”im sen çok affedicisin, affi seversin, beni affet)” diye dua et, buyurdu
(Tecrîd-i Sarih Tercemesi, VI, 314).

Bu gecenin öyle bir anı vardır ki o anda yapılan ibadet ve dualar mutlaka makbul olur. Bu önemli anı yakalamak için gecenin bütününü tövbe ve istiğfar ile geçirmek gerekir.
Unutmayalim ki; özellikle bu gecede Tevvab olan Allah tövbelerimizi kabul edecektir.

Peygamberimize aleyhisselam benzemek nasıl olur?

Allahü teâlâ, Peygamber Efendimiz aleyhisselam için :
(Ey Resulüm, İbrahim’i halil [dost], Seni de Habib [sevgili] edindim. Senden daha sevgili hiçbir şey yaratmadım.
Senin, benim indimde ki yüksek derecenin bilinmesi için, dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım) buyuruyor.
Böyle yüce bir Peygamberin ümmeti olmak, en büyük saadettir, çünkü bizden önceki peygamberler bile, bu ümmetten olmak istemişlerdir. Onun için Peygamber Efendimize aleyhisselam biraz benzemek, Allahü teâlânın rızasını, sevgisini kazanmaya ve günahların affına sebep olur.
Peki,Peygamberimize benzemek nasıl olur?
Onun getirdiği dine, sünnetine uymak, ona benzemek olur, fakat asıl önemli olan, onun vazifesine yardımcı olmaktır. Peygamber efendimiz İslamiyet’i Allahü teâlânın kullarına tebliğ etmek, yaymak için gelmiştir. İşte kim, her ne şekilde, Peygamber efendimize bu bakımdan benzerse, Onun vârisi, Onun sevgilisi olur. Allahü teâlâ ondan razı olur.
İslamiyet, Resulullah efendimizin hayatı, sözleri, emirleri ve yasakları demektir.
Dini tebliğ eden, Kur’an-ı kerimi, sözleriyle ve yaşayışıyla açıklayan Odur. Bizi böyle yüce bir Peygambere ümmet eden Allahü teâlâya ne kadar şükretsek azdır.

Canım Efendim ,Peygamberim aleyhisselam
Ne kadar uzak olsa yollar,
Yalın ayak,aç susuz varmak isterim,
Ellerim bağlansa ayaklarım zincirlerle,
Sürünerek Ravzana gelmek isterim.
Seni Rehberim bildim Efendim,
Ben Senin yolunda ölmek isterim.

Âllâhummê sâllî âlâ muhâmmêd vê Alâ Âlîhî Sêyyîdînâ Muhammed🌹 🌹

EY MUSALLA TAŞI

EY MUSALLA TAŞI
Musalla taşını seyran eyleyip
Elimi dizime vurdum ağladım
Ben kendi kendime şunu söyleyip
Kaç sevdiğim yattı sordum ağladım

Dedim ey doyumsuz musalla taşı
Kimlerin yaslandı bağrına başı
Fakirlerin geldi solgun naaşı
Zengini yatarken gördüm ağladım

Ses verip sesini duyurmuyorsun
Zengini fakiri ayıramıyorsun
Seni yapanları kayırmıyorsun
Deyip düşünceye girdim ağladım

Kimsenin gitmedin asla huyunca
Koç yiğitler yattı boylu boyunca
Okunan bir salâ daha duyunca
Sâlâyı hayıra yordum ağladım

Zühre’m bu dünyanın kanunu böyle
Baki kalan var mı bir düşün şöyle
Hani anan baban nerede söyle
Mezarın başına vardım ağladım

Saliha Değirmenci Yavaş
Zühre’m

Kitabını oku! Bugün (hesap sorucu olarak sana) nefsin kâfidir.” (İsrâ, 14)

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Kitabını oku! Bugün (hesap sorucu olarak sana) nefsin kâfidir.” (İsrâ, 14)
Günümüzde, insandaki mânevî boşluktan kaynaklanan huzursuzluğu çözmek için Kur’an sarılmalarını yeterlidir..
Çözüm her daim Allah’ı anmakla bulunur. Kalpler “Allah Allah” dedikçe huzur bulur.
İnsanın kalbinde mevcut olan bu çözüm işte Kur’ân’da da yazılıdır:
Bismillahirrahmanirrahim
“Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı zikretmekle (anmakla) huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı zikretmekle (anmakla) huzur bulur.”
(Ra’d Sûresi, 28)
Peki,Allah’ı nasıl anacağız? Allah’ı nasıl zikredeceğiz?
Bismillah’ın yanında tüm ibadetler bir zikirdir. Yani Allah’ı anmaktır. Kelime-i Şahadet bir zikirdir. Namaz bir zikirdir. Oruç bir zikirdir. Bunların yanında, sabır bir zikirdir, şükür bir zikirdir.
Sırf ibadetler sırasında mı Allah’ı hatırlayacağız?
Hayır!
Allah’ı her an hatırlayıp tefekkür edeceğiz. Dururken, yürürken, otururken, kalkarken Allah’ı hatırımızdan asla çıkarmayacağız. Allah’ı zikredeceğiz her ânımızda. İşte Kur’ân’da buna yönelik âyet:
Bismillahirrahmanirrahim
“Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler. (Ve derler ki:) ‘Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru.’”
(Âl-i İmran Sûresi, 191)
Allah’ı anmak insana mutluluk ve huzur veriyor. Bunu kalbine ve içine doğru yönelen herkes fark eder. Bu mutluluğun yanında insan, Allah’ı anmakla büyük bir kuvvet ve dayanak da buluyor.
Ve,Allah’ı anmak insanı gaflete düşmekten de kurtarıyor.