Archive for Mart 2017

Yalvar Allah’a yalvar!

Yalvar Allah’a yalvar!

Dertsiz iken dua et dertliyken acınasın
Az olsun da öz olsun yalvar Allah’a yalvar!
Dua’da acele yok bundan da kaçınasın
Geç olsun, ya tez olsun yalvar Allah’a yalvar!

Varlıkta dua et ki darlıkta olsun yüzün
Samimi dileklerle ağlarken iki gözün
Yatar iken son sözün, kalkarken de ilk sözün
Kur’andan bir söz olsun yalvar Allah’a yalvar!

Nefsine zulmederek haddi aşıp azdınsa
Şeytana kapılarak başkasını üzdünse
Günahlara dalarak tövbeni de bozdunsa
İster günde yüz olsun yalvar Allah’a yalvar!

Her dua kabul olur, beklerken güman ile
İlişkini keserek müddetle zaman ile
Yaradan’dan isterken kesin bir iman ile
Ağlayan bir göz olsun yalvar Allah’a yalvar!

Umudunu kesmeden çalacak kapı bulup
Ne büyük Rab’bim vardır, diyerek mutlu olup
Ya Allah dediğinde engin imanla dolup
Yüreğinde haz olsun yalvar Allah’a yalvar!

Dağlar kadar cürümler yüklü kul da olursan
Nerede olursan ol sağda solda olursan
Her halde, her ahvalde hangi yolda olursan
Yokuş, iniş, düz olsun yalvar Allah’a yalvar!

Şair Mikdat Bal

Kalp biatınızı yenileyin Prof. Dr. Nihat HATIPOGLU

 

Kur’an-ı Kerim ve hadislerde kullanılan biat (veya bey’at) ahit ve söz anlamına gelir. Biat aynı zamanda bir seçimdir.
Yemindir. Ahittir. Akittir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) önemli bazı kararlar öncesi sahabeyle biatını tazelemiştir.
Sahabeyle sözleşmiş, sahabeden söz almıştır.
Bunun önemli örneklerinden biri Mekke’nin zor zamanlarında Medine hicretinden önce Mekke’de yapılan ‘Akabe’ bey’atleridir.
Orada Medineli Müslümanlar Hz. Peygamber’le (s.a.v.) el ele tutuşarak Medine’ye gelmesi durumunda onu aileleri gibi koruyacaklarına söz vermişlerdir.
Peygamberliğin 12. yılında Hz.
Peygamber’le (s.a.v.) sözleşen ilk Medineli ekip (12 kişiydiler ve gizli, dar bir vadide, Akabe denilen yerde buluştular.) şu konularda Hz.
Peygamber’e (s.a.v.) söz verdiler:
1- Allah’a hiçbir şeyi eş ve ortak koşmayacaklar.
2- Hırsızlık yapmayacaklar.
3- Zinada bulunmayacaklar.
4- Çocuklarını öldürmeyecekler.
5- Kimseye iftira etmeyecekler.
6- Hiçbir hayırlı işe direnmeyecekler.
Sahabe bu sözleri verip sözleştiler.
Sayıları 12 idi. Kararlıydılar. Tarihin akışını değiştiren ilk adımı attılar. Mekke’ye 10 km’lik bir gizli yerde bu sözü verdiler. Bu söz Medine hicretinin de yolunu açtı.
Bir yıl sonra bu sefer 75 Müslüman’la Mekke’ye geldi Medineliler. Gece yarısı Hz.
Peygamberimizin amcası Hz. Abbas’ın da bulunduğu bir ortamda yine gözlerden uzak, gizlice görüştüler.
O gece Medine’den gelen Hz. Esad bin Zürare söz aldı ve “Peygamberimize özetle şöyle seslendi: “Medine’ye gelin. Size yardımcı olacağız. Uğrunuzda canımızı vereceğiz.
Biz atalarımızın dinini reddederek sana geldik. Kanın kanımızdır, canın canımızdır.
Evlatlarımızı, kadınlarımızı ve sevdiklerimizi esirgediğimiz gibi seni ve aileni koruyacağız. Eğer ahdimizi bozarsak Allah’ın ahdini bozanlar gibi olalım.” Sözün burasında Es’ad şöyle devam etti:
“Ey Allah’ın elçisi bizden kendin için istediğin ahdini al. Allah için istediğin şartı da koş.” Hz. Peygamber (s.a.v.) bazı ayetler okuduktan sonra şöyle buyurdu:
“Allah için istediğim söz şudur; ‘O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Namazı kılın. Sadakayı verin. Kendim için ise şunu istiyorum. Allah’ın peygamberi olduğuma şehadet edin. Kendinizi, çocuklarınızı, kadınlarınızı koruduğunuz şeylerden beni de koruyun.’ Hz. Abdullah bin Revaha kalktı ve “bunu yaparsak bize ne var” diye sordu.
Efendimiz, ‘Cennet var’ cümlesini kullandı.
Gelen ekip Hz. Peygamber’le (s.a.v.) ahitleştiler.
Ona biat ettiler.
Medine öncesi Efendimiz ortamı böyle sağladı. Ve orada bulunanlardan -bey’atıkabul etti.
Bu bey’atın (biat) en anlamlı olduğu günlerden birisi de Hudeybiye’de ‘ölüm ve direnme’ üzerine yapılan rıdvan biatıdır (ki onu başka bir yazımızda ele alalım.) Bazı insanların anlamakta zorlandığı biat kelimesinin tarihi süreci ve kullanılış amacı buydu işte.
O halde Yüce Rabbe, Hz. Resul’e ve güvenilen müminlere biat tarihi ve dini bir emirdir. Yüce Allah’a yapılan biat;
O’nun kitabına bağlılık anlamına gelir. Hz.
Peygamber’e (s.a.v.) yapılan biat O’nun peygamberliğine ve sünnetine bağlılığı ilan anlamına gelir.
Güvenilir müminler, dine bağlı emir sahiplerine yapılan biat ise (Kur’an’ı ve sünnete bağlı oldukça) yürünen kutlu yolda beraber olmak anlamında kullanılır. İlk dört halifeye olan biat da bu anlamdadır.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de Hz.
Peygamber’le yapılan biatın Allah’a yapılan biat olduğunu ilan ediyor. (Fetih suresi, 18. Ayet) O halde Allah ve Resulüyle biatınız devam ediyor mu? Müminlere ahdiniz devam ediyor mu diye kendinizi sorgulamak durumundasınız.
Allah ve Resulü ile olan ahdinizi yenileyin.

Tüm islam Alemin Cuma Gecesi ve Regaip Kandilini kutluyorum

Tüm islam Alemin Regaip Kandilini kutluyorum hayırlara vesile olmasını yüce Rabbimden niyaz ediyorum
Receb-i şerîfin ilk cuma gecesi Regâib Kandili’dir.
Bu geceye Regâib denilmesi, melekler bu geceye çok rağbet ettikleri içindir.
Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: “Receb’in ilk cuma gecesinden gâfil olmayınız. Çünkü bu geceye melekler Regâib ismini vermiştir.
Bu gecenin üçte biri olduğunda gökyüzünde ve yeryüzünde hiçbir melek kalmaz, hepsi Ka’be’de ve onun etrâfında toplanır.
Cenâb-ı Hak hâllerine muttali’ olur ve ‘Ey meleklerim! Dilediğinizi benden isteyiniz.’ buyurur.
Onlar da ‘Ey Rabb’imiz! Senden isteğimiz Receb ayında oruç tutanları bağışlamandır.’ derler.
Allâhü Teâlâ “Bağışladım” buyurur.
Bu gece, Hz. Âmine’nin Âlemlere Rahmet olan âhir zaman peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (aleyhisselam.)’e hâmile olduğunu anladığı gecedir.
Bu gecenin feyiz ve bereketinden istifâde etmek için uyanık olmalı, bu geceyi ibâdet ve tâatla ihyâ etmelidir.

……………………

Regaip kelimesi, güzel şeyleri arzu etmek, istemek, elde etmeye gayret etmek anlamlarına gelir.
Bu gece ibadet edenin, tövbe edenin arzularının verileceği ümit edilir. Regaip gecesinin içinde olduğu Recep ayında bolca oruç tutulmalıdır. Bu aya ‘Recebü’l-asabb’ da denilmiştir. Yani; iyiliklerin isabet ettiği Recep ayı.
Recep ayına ‘tövbe’ ismi de konulmuştur.
Mümin bu ayda ve özellikle de Regaip Kandili’nde günahlarını bolca kendine itiraf edip tövbe etmelidir.

Recep haram aylardandır
Tövbe suresinin 36. ayeti Recep ayına işaret eder. Ayet şöyledir; “Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse bu aylarda kendinize zulmetmeyin.” Değişik hadislerde haram ayların (yani günahın ve kusurların özellikle daha feci olduğu, savaşlara bile ara verilmesi gereken ayların) içinde Recep de sayılmıştır. Haram aylar. ‘Zilkade, Zilhicce,Muharrem ve Recep’tir.’

Bu ayda oruç
İbn Abbas; Efendimizin bu ayda çok oruç tuttuğunu ifade ediyor. Hatta orucu hiç bırakmayacak zannederdik der. Bazen de Recep ayında oruca o kadar ara verirdi ki hiç tutmayacak zannederdik. (Müslim) Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle haber verirdi:
“Allah’ım Recep, Şaban’ı bize mübarek eyle, bizi Ramazan’a ulaştır.’ (Ahmed, Müsned) Bu gece (Regaip gecesinin gündüzü) oruç tutana birçok sevap haberi verilmiştir.

Dört geceye yağan rahmet
Rabbimizin rahmeti her zaman vardır. Ama nasıl ki her gece güzel olmakla beraber Kadir gecesi bin geceye denktir. (Kadir Suresi) ve nasıl ki Kudüs’teki Mescidi Aksa diğer mekânlardan farklıysa Recep ayının ilk perşembesi ve belli zamanlar da öylece özeldir.
Dört geceye özel rahmet yağar:
– Kurban Bayramı’nın gecesi
– Ramazan Bayramı’nın gecesi
– Şaban ayının 15. gecesi (Beraat gecesi)
– Recep ayının ilk perşembe gecesi (Regaip gecesi)

Oruç nasıl tutalım?
Perşembe ve cumayı beraber tutmak uygun olur. Sadece bir gün oruç tutma imkânımız varsa, sadece perşembeyi tutabiliriz.
İmam Kurtubi’ye göre gece önce, gündüz sonra gelir. Bu durumda alışkanlık haline getirilmedikçe cuma günü de Kandil için oruç tutulabilir.
Hz. Nuh’un Recep ayında gemiye bindiği ve bu günü oruçla geçirdiği rivayetleri vardır.

Dua edelim
Bu gece birbirimizi haberdar edelim. Karşılıklı dua edelim. Yüce Rabbimizin kendisinden isteyen kulunu sevdiğini unutmayalım.

Üç Aylar

 

Üç Aylar

Tebessüm esintisi mevsimle doğuyorum
Mevt nefsin rüzgârları üç ayda esmeyecek
Kutsiyetin feyziyle çok şeye soğuyorum
Hakikatsiz tazyikler alnımı kesmeyecek

Recep şaban ramazan iklimin âşk süresi
Sükût irşat farz sünnet tebliğe değiyorum
Harikalar üfürür rahmetin yerküresi
Susarak konuşan var başımı eğiyorum

Kâinatın umudu ve ayların sultanı
Cürmü dizginle diyor kendimce yağıyorum
Ümmet kemâle erip toparlıyor zamanı
Dili ölçüye vurup hâvf recâ sağıyorum

Ömer Ekinci Micingirt

Ey Rabbim! Bize Receb’i ve Şa’ban’ı mübârek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.”

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah’ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah’ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin…” (Tevbe, 36)
 
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Ey Rabbim! Bize Receb’i ve Şa’ban’ı mübârek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (İbn Hanbel, I,259)
 
Üç aylar olarak isimlendirilen manevi birçok zenginliği içinde barındıran aylara girmiş bulunuyoruz. Bizleri bu günlere kavuşturan yüce Mevlamıza şükürler olsun.
Birbirinden kıymetli gün ve gecelerin birbirini takip ettiği Recep, Şaban ve Ramazan aylarına Peygamber Efendimiz (sav)’in verdiği kıymeti biliyoruz. Bizlerinde bunun farkında olarak bu günleri ihya etmenin yollarını aramamız gerekiyor.
Sevgili Peygamberimiz (sav): “Recep Allah’ın ayı, Şa’ban benim, Ramazan ümmetimin ayıdır.” (Süyûtî, Câmiü’s-Sağîr, 4411; Kenzü’l-Ummâl, 35164) buyurarak üç ayların faziletini ve önemini bizlere hatırlatıyor.
Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, insanî özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında rolü büyüktür. Zira Receb ve Şaban aylarının feyzinden ve bu aylarda bulunan Regaib, Mirac ve Berat gecelerinin rahmetinden istifade yolunu tutan bu kişi Ramazan ayında ise her türlü kötülükten kendini uzak tutar ve insanî vasıflarının artmasına gayret eder. Nihayet Kadir gecesinde yapacağı ibadet ve tevbe ile manevî hazza ulaşır.
 
Bu kıymetli aylarda bol bol istiğfar etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kur’ân okumak ve dua etmek en uygun davranışlardır.