Posts Tagged ‘Allah’

Sonsuz Merhamet Sahibi…

            

İsimleri anarken

Kevser Doyurum

Allah–ü Teala Resulullah Efendimize (as) şöyle buyurur; “Kullarım Beni Senden soracak olurlarsa, bilsinler ki Ben pek yakınım. Benden isteyenin isteğine cevap veririm” (Bakara: 186).

İnsan kul olması nedeniyle hep isteme, dua etme konumunda. Allah–ü Teala da

Berr (Herkesten fazla iyilik yapan),
Basit (İstediğinin maddi, manevi rızkını genişleten),
Beşir (Sevdiklerini cennet ve çeşitli mükafat ile müjdeleyen),
Deyyan (Kullarının hiçbir amelini zayi etmeden karşılığını veren),
Faric (Keder ve tasadan kurtarıp ferahlatan),
Gaffar (en çok bağışlayıcı),
Hannan (Sonsuz merhamet sahibi olan),
Müyessir (Hayırlı işleri kolaylaştıran),
Muhsin (Kullarına ihsan eden),
Mennan (Hakiki iyilik ve ihsan sahibi),
Mükemmil (Her şeyi kemale erdiren),
Mükrim (Gerçek ikram sahibi) isimlerinin bir gereği olarak kullarının dualarına icabet etmektedir.

Allah–ü Teala’yı binbir ismini anarak tanıyoruz.

“Saldım gönlümü gökyüzüne arşı dolansın
Binbir ismini an da bugün duysun ve ansın

Çeşmimden yaşım döktüm yere, yer suya kansın
Nerde bulayım Mevlam Seni çünkü nihansın.”

Allah–ü Teala’nın böyle güzel isimleri var iken, biz de kulluğumuzun tadını çıkaralım diye düşünüyoruz. Böyle güzel isimleri ve sıfatları olan bir Rabbe kul olmak, ne güzel, ne büyük bir şeref.

Allah (cc) bu alemi insan için, insanı da kendi için yaratmıştır, o zaman insan kendi değerine bir paha biçebilir mi? İnsan kainatın özüdür. Allah–ü Teala’nın yeryüzündeki halifesidir. Allah–ü Teala’dan bu isim ve sıfatlarla isteyen kul kendisi de bu sıfatların tecellilerini yaşar. Allah–ü Tealanın ahlakı ile ahlaklanmak belki de bu tecellileri özünde yaşamak ve davranışlarına aksettirmektir.

Allah–ü Teala’nın güzel isimlerini saymak ve manalarını kavramak çok önemlidir, cennete girmeye bir vesiledir. Peygamber Efendimizin (sav) bir duası var;

”Allah’ım faydasız ilimden, ürpermeyen kalpten, kabul olmayan duadan, doymayan nefisten ve iyi niyetle yapılmayan amelden Sana sığınırız.”

Sizleri Allah’a emanet ediyoruz.

Yine de Hamd Ediyorum Müslümanım Hissediyorum!

             

O kadar çok şey oluyor ki etrafta başımı kaldıramıyorum neredeyse… Sonra yine o amansız düşünceler yapışıyor yakama haydi diyor düşün bakalım bu yolun sonu nerede! Düşünüyorum, düşünüyorum düşündükce boğuluyorum…
 Yüreğim sızlıyor…

Objektif’e inandığım kadar Subjektif’e inanıyormuyum?
 Ben Allah’ı seviyormuyum?
Düşünceler dipsiz bir kuyu ben minicik bir taş? Kulağımda biri soruyor o sordukca benim yüreğim Sızlıyor..
 Demek Allah’ı Seviyorsun ha! diyor .. Evet, elbette diyorum..
Peki o vakit neden şu okunan kelamı Allah’ın kelamını anlamıyorsun diyor…
 Sızlıyorum…
Aslında sevmenin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum!

Anlamadan sevmenin ne kadar güzel olduğunuda biliyorum ama bu defa da Haksızlık ettiğimin Sızısı giriyor yüreğime…
Canan için verilen çabalar geliyor aklıma…

 Bir canan için O Canan’ı mutlu edebilmek için türlü işlerle türlü süpriz hazırlıkları yaptığım günler geliyor aklıma…
 Hani o Canan şunu giyme dese giymezdim o vakitlerde Peki ya O Rahmeti sonsuz Canan’ın dedikleri neden girmiyor bu kalbe…
Neden bir kaçını yaparken çoğunu duymazlıktan geliyorum?

Yine de Hamd Ediyorum Müslümanım Hissediyorum!

Okumaya devam et

Allah’ın Baktığı Yerden Bakmak…Fatih Okumuş

                       

Bismillahirrahmanirrahim.

İsra Sûresi’nde “İnsan, hayra dua eder gibi şerre    dua  eder; çok acelecidir insan” buyrulur.

Bazen iyilik istediğimizi zannederek kötülüğü isteriz. Başka bir ayet-i kerimede de “hayır zannettiğiniz şer olabilir; şer zannettiğiniz hayır olabilir” buyrulmaktadır. Demek ki, kulun baktığı yerden bakınca ve acele edip sonunu beklemeyince şer zannedilebilecek bazı şeylerin; Allah’ın baktığı yerden bakınca ve sabredince hayır olduğu görülecektir.

Bedir Savaşı’na Hz. Muhammed’in baktığı yerden bakarsanız “Büyük Bedir Gazvesi” dersiniz; Ebu Cehil’in baktığı yerden bakarsanız “ayak takımının şerefli kimseleri alt ettiği tarihte ilk kez görülen bir şey değildir” dersiniz.

Firavun’un baktığı yerden bakarsanız; sihirbazların Hz. Musa’ya uyarak, istikballerini mahvetmiş ve feci şekilde can vermiş olduklarını görürsünüz. Hz. Musa ve Hz. Harun’un baktığı yerden bakarsanız ebedí hayatlarını kurtarmış ve şehit olmuş olduklarını görürsünüz.

Demek ki değer yargınız, nereden baktığınıza göre değişir. Müslüman kadının örtünmesine Allah’ın baktığı yerden bakarsanız özgürlüğünü ve kişiliğini pekiştirdiğini göreceksiniz. Başka bir yerden bakınca özgürlüğünün kısıtlandığını, şahsiyetinin zedelendiğini vehmedeceksiniz.

“İnsanların çoğu”nun baktığı yerden bakarsanız, inancından taviz vermediği için okulundan atılan, işinden kovulan ya da rahatsız edilen mü’minlere “mağdur” ve “mağdure” deyivereceksiniz. Allah’ın baktığı yerden bakarsanız onların ödüllendirilmiş olduklarını göreceksiniz. Sınavda başarılı olduklarını göreceksiniz. “Mü’minlerden Allah’a verdikleri söze sadık kalan yiğitler vardır. Kimi sözünü yerine getirmiş, kimisi de hazır beklemektedir. (Sözlerini) asla değiştirmemişlerdir.” Ayet-i kerimesine masadak olduklarını göreceksiniz.

Okumaya devam et

Yüce Allah’a giden yol iman ve ümitle başlar..

                    

Yüce Allah’a giden yol iman ve ümitle başlar..Mü’min şüphesiz Yüce Allah’a inanan ve güvenen kimsedir..

Mü’min,Mevlasına imanla,ümitle ve amel ile yaklaşır..
Amel olmadan kimse imanın hakikatini anlayamaz,ve onun ilahi tadını tadamaz..

Dinimizde Yüce Rabbimiz Rahmetine güvenmek farzdır..O’nun c.c.,Rahmetinden ümit kesmek haramdır..
İnsan günahlarını ,kusurlarını bakarak ,”benden artık hayır gelmez,ben kesin adam olamam,benim yerim cehennemdir” demek yanlıştır..
Bize düşen ,daima ümitle yaşamak,Allah’ın Rahmetine güvenmek ve kalbi uyanık tutmaktır..
Kul Rabbini nasıl düşünür ve O’ndan ne beklerse,Allah kendisine öyle muamele eder…

Allah kusurları ,günahları affetmez diye düşünen affolmaz..Allah herkesi cezalandırır düşünen,sıkıntıdan kahrolur..O’nu c.c. çok merhametli bilip merhamet isteyen merhamet edilir..
Rabbim Kerim dir ,kusurları açmaz,diye düşünen ve inanan ,kusurları gizlenir…O c.c. ,tevbeleri kabul eder deyip,tevbe edenin tevbesini kabul edilir..
Allah çok cömerttir,Kendisine açılan eli boş çevirmez diye inanan ve yalvarankimseye,düşündüğünden fazlası verilir..

“”De ki: Ey günah işlemede haddi aşan kullarım!!Allah’ın Rahmetinden ümit kesmeyin.Çünkü Allah bütün günahlar bağışlar.””(ZÜMER,53) Ayeti ,bütün günahkarlara tevbe için büyük bir cesaret ve müjde veriyor…

Allah Rasulü s.a.v.,bu Ayeti okunduğunda: “O c.c.,günahın çokluğuna aldırış etmez,dilediğini affeder”buyurmuştu..

Okumaya devam et

“”Hep birlikte Allahın ipine sımsıkı yapışın,sakın parçalanıp ayrılmayın”

             

insanoğlunun,Adem (a.s)ile başlayan dünya üzerindeki hayatı,kıyametin
kopmasını ile sona erecektır..
Allahu Teala,dünya hayatının son diliminde yaşayan insanlara son uyarıcısı
göndermiştir..
O,son uyarıcı Hazret Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)Efendimizin
üzerinde durduğu konuların bir tanesi,müslümanların birlik ve beraberlik
içerisinde olmaları ve başlarında büyüklerini itaat etmeleridir…
Yüce Rabbimiz..

-“ey iman edenler..! Allah’dan O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak
müslümanlar olarak can verin..Hep birlikte Allahın ipine sımsıkı
yapışın,sakın parçalanıp ayrılmayın”buyurmuştur..(Al-i İmran.102,103 )

“Allahın ipi “islam,Kur’an,Peygamber,Peygamber varisi imamlar,Alimler
şekilde tefsir edilmiştir…
Hazret Peygamber zamanında ,O’nun etrafında toplandı müslümanlar…
O’nun elinde tutup,bey’at yaptılar ve O’na itaat ettiler…
Çünkü Yüce Mevlamız buyuruyor ki..

” Allah’a ve Rasulüne itaat ediniz..! ” (Al-i İmran ,32 )..
İtaat,severek ve inanarak söylenenleri kabul etmek,ve güçü yettiğince
söylediği şekilde hareket etmek…
Bir müslüman ölümüne kadar itaat etmekle sorumludur..
İslam itaat dinidir..
Kulluğun tadını ancak itaat ahlakıyla elde edilir..
Bir müslüman ,Allah’a ,Rasulüne ve başındaki Peygamberin varisleri olan
Alimlere itaat halinde bulunursa,bütün gününü ve gecesini ibadetle geçirmiş
sevap alır…
Çünkü,bu konuda Allah’ın emrine her an itaat halinde bulunmaktadır..
“Kim itaatten çıkar ve cemaatten ayrılır da sonra ölürse,cahiliyet ölümü
üzere ölür. “buyuruyor Peygamberimiz..

Okumaya devam et