Archive for Temmuz 2020

BAYRAM’A GAZEL

BAYRAM’A GAZEL

Yine bir bayram geldi öpülecek eller var
Gönüllerde titreyen hüzün yüklü teller var

Kimi güler neş’eyle, kimi ağlar hasretten
Gurbetlerden sılaya dökülecek seller var

Gözlerinde bin sevinç dolaşıp kapı kapı
Saadetler dağıtan çocuk denen güller var

Kur’an’ın sadasıyla dolarken mezarlıklar
Dünyadan tâ Ukba’ya esen nice yeller var

Hatırlar ihtiyarlar geçmiş cümle bayramı
Hepsinin seherinde inleyen bülbüller var

Her bayram bir saadet, her saadet matemdir
Yalnızlığa yazılan ne hazin gazeller var

Bayramda gurbet olur sevdiğim bu İstanbul
Benim gönül mülkümde erişilmez iller var

Bilmesin anneciğim bayramda hasretimi
Bende ateş sönmeyen gönüller var, diller var

Allah’ım ne zamandır, mahza sevinç bir bayram
Şehitlerin kanıyla açmış karanfiller var

Bedir’in arkasından yaşanan bayram gibi
Bir bayrama hasretiz, bayramda zeliller var

Bir Sultan gönder Rabbim, her bayram sürûr olsun
Kalblerde nurun ile sönmeyen kandiller var

(Kâfî)

AYASOFYA’DA BAYRAM NAMAZI..

AYASOFYA’DA BAYRAM NAMAZI..

Doğrulup türbesinden ön safa geçti Fatih
Başladı fermanıyla Ayasofya’yı fetih

Ni’mel ceyş arkasında saf tuttu birer birer
Beş asır sonra geldi müjdeye mazhar bir er

Safların arasında nice yüz bin şehîd var
Çıkmaz Ayasofya’dan hiçbiri haşre kadar

Fatih’le ilk cumada huzura varan ordu
Yeniden fetih neden Sultan’ım diye sordu

Minberde cevap verdi kaldırıp kılıncını
Dedi beş asır sonra küfür aldı hıncını

Vakfımı lağvederek camimi kapattılar
Nice eserim varsa kafirlere sattılar

Torunlarım gaflette cehalette yarıştı
Milletin arasına çok münafık karıştı

Devlet-i Ebed Müddet hâk ile yeksân oldu
Mülk-i Osman gözyaşı ıstırâb ve kan oldu

Sustu minarelerde ezanlar beş vakitte
Devlet kaldı bir zaman nesebsiz soysuz itte

Hak bir gün galiba geldi ve batıl zâil oldu
Heykeli dikilenler yıkılıp zelîl oldu

Ceddine layık bir er çıktı millet içinden
Çıkardı hem milleti nice zillet içinden

Gayrı Ayasofya’da okunur adım her dem
Bitti kubbelerdeki bir asır süren mâtem

Vakfımı lağvedenin üstündedir lanetim
Bitti bugün çok şükür bu Fetihle hasretim

***

Fatih’in sözlerinden gözyaşları çağladı
Cümle ervâh vecd ile huzurda el bağladı

Ayasofya Kâbe’yi tekrar gördü bu sabâh
Yedi iklim beş kıta yaşadı bin inşirah

Tâ Nuh’un gemisinden gelen kapı açıldı
Mermerler de tekbirler getirip namaz kıldı

Seni ancak İsrafil Sûr’uyla selâmlasın
Mahşere dek kubbenden İlahî nûr damlasın

Yeni bir fethe şahid Kâfî bugün çok şükür
Bitti bir asır sonra bunca hüzün çok şükür

20 Temmuz 2020
Kâfî

“… Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: “İhtiyaçtan artakalanı.”

 

Bazı kimseler,infak etmek Allah Teala’ın emri olduğu halde, kendi yanlış infak anlayışlarına göre mallarından çok azını ihtiyaç sahiplerine verirler ve bu önemli ibadeti yerine getirmiş olmanın rahatlığını yaşarlar. Oysa yaptıkları yalnızca vicdanlarını rahatlatmaktır.
Kur’an’da bildirilen infak kavramı tamamen farklıdır. Kur’an’da
Bismillahirrahmanirrahim
“… Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: “İhtiyaçtan artakalanı.” Böylece Allah, size ayetlerini açıklar; umulur ki düşünürsünüz.”
(Bakara Suresi, 219) ayetindeki ‘ihtiyaçtan artakalan’, infak etmedeki ölçüdür.

Gelecek korkusuyla, Allah’ın verdiği malı yine O’nun yolunda harcamayan ve yığıp biriktiren kimselerin,
Bismillahirrahmanirrahim
“…Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar… Onlara acı bir azabı müjdele. Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve:)
“İşte bu, kendiniz için yığıp-sakladıklarınızdır; yığıp-sakladıklarınızı tadın” (denilecek).”
(Tevbe Suresi, 34–35) ayetiyle ahirette hepsini ‘tadacakları’ haber verilir.
İnanan insan infak ederken niyetinde samimi olmalı, Allah’ın hoşnutluğu dışında bir amaç gözetmemelidir.
Toplumda kendisi hakkında, “ne iyi insan” ya da “ne çok yardımda bulunuyor” denmesi için yardımlarda bulunmamalıdır. Allah’ın hoşnutluğu dışındaki başka bir beklenti, kişinin sonsuz ahiret yaşamını tehlikeye atabilir.

AYASOFYA

 

AYASOFYA

Gökyüzünün yerdeki zarif bir timsâlisin
Kubbenle seyyârenin cevlân eden hâlisin

Fatih’in genç ruhunun bezm-i elest ikrârı
Çocukluk günlerinin en büyük hayâlisin

İslâm’ın kılıç remzi, Feth’in Kızılelma’sı
Fatih’in kudretinde Bizans’ın zevâlisin

Doldurmuş derûnunu nice asır zikr-i Hû
Fatih’in heybetinin yıkılmaz zılâlisin

Kubben Nûr-i Muhammed alemin Hak remzidir
İslâm’ın hiç batmayan arzdaki hilâlisin

Hangi hain el verdi seni hain ellere
Asır var ki sükûtun en hazin misâlisin

Hâk ile yeksân olsan bunca elem duymazdık
Sen ki cümle ümmetin en büyük vebâlisin

Yeni bir Fatih gerek seni kurtarmak için
Bu zavallı devletin esîr ü ihmâlisin

Kâfî nâçâr ağlayıp dua ve niyaz eder
Türk’ün hâlâ cihanda görünen celâlisin

Kâfî

REİS İÇİN…

REİS İÇİN…

Bir İlâhî ikramsın kara bahtlı ümmete
Memursun Yusuf gibi mazlumlara hizmete

Düşmanların putperest ve zalimler ordusu
Sen Allah’ı andıkça onlar uğrar cinnete

Minareler yükselsin, kubbeler tezyin etsin
Veda etsin kılıçlar nice yıllık uzlete

Korkuyla ötsün çanlar Türk’ün zafer marşından
“Yürüyün gazilerim ardımdan” de millete

Yarım kalan seferler Viyana’da tam olsun
Erişsin cümle Frenk iman adlı lezzete

Davudî makamlarla okunsun hep ezanlar
Ersin Frenk toprağı secde secde nimete

Alplerin sînesinde dalgalansın ay yıldız
Vatan olsun yeryüzü ve düşmesin gurbete

Hak yolunun yolcusu Habîb’in bendesisin
Nihayet ver yüzyıllık azaba ve hasrete

Gariplerin duası yoldaşındır unutma
Yetişir bunca dua çektiğin her mihnete

Kurtuldu Ayasofya iradenle ne mutlu
Yaradan da şahiddir yolundaki gayrete

Secdelerden eser var çok şükür ak alnında
Dualarla eresin Cemâl’e ve cennete

Kâfî bir tarih yaşar şair der tarih ona
Çok şükür muhtac değil arzda başka ücrete

Kâfî