Yapılan ibadetler özelliklede kılınan günlük namazlar kalben ve bedenen tam bir teslimiyet ve yöneliş ile yapılmalıdır, aksi takdirde rahmet konusu olmayacağı, kabullük derecesinden düşeceği ve namaz kılanın Allah’ın lütfüne mazhar olmayacağı ehlibeyt hadisleri vasıtasıyla bizlere bildirilmiştir.
İbadetlerin iki temeli, iki esası bulunmaktadır, birincisi ihlâs ve ikincisi de huzur-u kalptir. Bunlar ne kadar mükemmel olursa ondaki üfürülmüş ruh o kadar temiz, saadet o kadar çok, rabbe doğru ilerleyiş o kadar hızlı ve melekuti sureti de o kadar nurani olacaktır. Nitekim amellerin mükemmelliği niyet, ihlâs ve kalbe bağlıdır, dış görünüm o kadar da önemli değildir. Dıştan güzel namaz kılan fakat ruhen yaratana yönelmeyene yüce Allah nazar etmez ve namazı da semaları aşarak yükselmez. Örneğin insan suresinde Hz. Ali (a.s) ve temiz ehlibeytin övülmesiyle ilgili ayetlerin nazil olmasının nedeni bir lokma ekmek verdikleri için değildir, amelin batını, onların samimiyeti ve nurani ciheti nedeniyledir.
Öyleyse ey aziz! Sende nasıl bir namaz kıldığını düşün, birde ehlibeytin nasıl namaz kıldıklarını öğren, bu husustaki hadisleri oku, konu üzerinde biraz düşün ve şu sonuca var ki ibadetler, özelliklede namaz ebedi yaşantımızda mutlu olmamız için en önemli faktördür. Mükemmelin mayası, yeniden doğuşun hayat sermayesidir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar, namazlarında yanılgıdadırlar. Onlar gösteriş yapanlardır.” Maun süresi. Yine şöyle buyurmuştur: “Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir; Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler.” Muminun-1/2.
Namazda huşu içinde olmayan kişi iman ve kurtuluş ehli değildir, yüce Allah’ın hakkında “yazıklar olsun” dediği kimseye gerçekten yazıklar olsun. Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle bir rivayet nakledilmektedir: “Allah’a Onu görüyormuşçasına ibadet edin, siz onu görmeseniz de o sizi görmektedir.” Bu hadis kalbin hazır hale gelmesinin iki aşamasına işarete etmektedir: biri zatın veya isimlerin tecellisinde kalbin hazır olması, diğeri de ibadet edenin kendisini rububiyet makamında kalbinin hazır olması.
Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “Namaz vardır yarısı kabul edilir, namaz vardır üçte biri kabul edilir veya dörtte biri yahut onda biri kabul edilir. Namaz vardır paçavraya dönmüş elbise gibidir, bu namaz sahibinin suratına fırlatılır. Senin namazından, kalbinin hazır bulunduğu ve kabul ettiği miktardan başka bir neticesi yoktur.”
Son Yorumlar