Archive for Nisan 2015

REGAİB KANDİLİMİZ MUBAREK OLSUN.

10259797_488439951282483_8573513014859726145_n

Bu Gece Regaib Kandili idrak Edeceğiz.Hayırlara Vesile olsun inşaAllah
Tüm Müslüman dünyasının Mübarek Regaip Kandilini tebrik ederiz.Bu Mübarek Gece Feyiz ve Bereketinden istifade Edebilmek DuasıylaYüce Rabbimiz, içimizi, dışımızı, yolumuzu nuruyla aydınlatsın. Yolundan gidenlerin yolundan gitmeyi, sevdiklerinden olmayı, rızasını kazanmayı, cemalini görmeyi nasip etsin bizlere ve dualarımızı kabul buyursun.AMİN.

Regaib kandili, ‘üç aylar’ olarak bilinen rahmeti, bereketi ve mağfireti bol olan feyizli bir maneviyat mevsimine girdiğimizin habercisidir.
Regaib, elde edilmesi arzu edilen değerler demektir. Bu mübarek gecede, Yüce ALLAH kullarına bol bol rahmet ve mağfirette bulunduğu için bu adı almıştır.
Üç aylar; insanların geçmişin muhasebesini yaparak geleceğe azim ve enerji dolu bir şevkle atılma fırsatı bulacakları, hata ve günahlardan temizlenip, hayırlı ve yararlı işlere yöneleceği bir zaman dilimidir.
Mübarek gün ve geceler, yaratılış gayemizi düşünmemiz, yaratan ve yaratılanlarla olan münasebetlerimizi gözden geçirmemiz için bulunmaz fırsatlardır.
Milletimizin ‘kandil’ olarak adlandırdığı bu geceler, yüreklerimizi ve geleceğimizi aydınlatan ışıklardır; kendimizi denetleme ve değerlendirmenin, bir beşer olarak ilahi kudret karşısındaki acziyetimizin şuurunda olarak taat, ibadet ve şükürlerimizi artırmanın, bir kere daha geçmişi düşünmemizin muhasebesini yapıp geleceğe hazırlıklı olmanın bir vesilesidir.
Receb’in ilk cuma gecesine Regaib gecesi denir. Bu geceye Regaib gecesi ismini melekler vermişlerdir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar> yapar.
Bu geceye hürmet edenleri affeder. Bu gece yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir.
Regaib gecesini ibadetle geçirmeli, kazası olan, hiç değilse bir günlük kaza namazı kılmalı! Kazası olmayan da nafile namaz kılar, Kur’an-ı kerim okur, tesbih çeker, tövbe istiğfar eder.
Peygamberimiz (a.s.m)’ ın Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır. Bu Receb ayında oruç tutmanın muazzam, muhteşem sevabları var.
Demek ki Receb ayı, bizi Ramazan ayına hazırlayan bir mevsimin ilk adımı olmuş oluyor. Onun için, “Receb ayı tevbe ayıdır.” demişler. Yâni kul ne yapacak?.. “Yâ Rabbi! Ben anlayamamışım, hatâ etmişim, bilememişim, suçluyum, kusurluyum; beni affet…” diyerek hatâsını itiraf edip, hatâsından dönerek, Cenâb-ı Hakk’ın yoluna girecek.


 

Âile Saâdeti

1511270_432712996855179_1848297514_n Sâliha kadın, etrafına saadet saçan cennet kokulu bir çiçek gibidir. Kadın zeki olmalı; eşine ve âilesine kendisini sevdirmeyi bilmelidir.

Bunun en emin yolu, kocasına itaatkâr ve hürmetli, çocuklarına şefkat ve ilgili olmaktan geçer. Dik başlı, inatçı olmak hiçbir insana bir şey kazandırmamıştır. Âile saâdeti, çok mühim bir mevzudur. Çünkü erkek olsun, kadın olsun; âilesinde mutlu olan kimse, genel itibariyle çevresine de mutluluk saçar.

Âilesinde mutlu ve huzurlu olmayan kişinin gönlü de yine umûmiyetle gamlı ve dertlidir. Cenâb-ı Hak, bütün varlıkları çift olarak yaratmış ve birbirine muhtaç kılmıştır. Dolayısıyla insan da erkek ve kadın cinsi olarak çift yaratılmıştır.

İkisi, birbirinin ayrılmaz parçası ve birbirini tamamlayıcıdır. İnsanın aklı, neye itibar ettiğine, neyin peşinde koştuğuna bakarak anlaşılır.

Meselâ akıllı bir hanım, hayrı-şerri iyi anlamışsa, geçici dünya hayatındaki zevk ü safa, varlık ve konfora fazla takılmaz; böylece sarayda da olsa, kulübede de gönlü huzur içinde, âdeta iki dünyasını da cennet hayatı hâlinde yaşar.

Çünkü dünyanın bütün varlık ve güzelliği, en muhteşem şekliyle de bizim olsa geçicidir, noksandır ve netice itibariyle insanın gönlünü tatmin etmez. İnsan, her şeye sahip olsa, hep daha fazlasını ister.

Bu yüzden insanın gönlünü huzura erdirecek tek şey, Allâh’a iman, O’na duyulan muhabbet ve itaattir. Bunun dışındaki hiçbir şey, insanın ruhunu tatmin etmez.

Kadın ve erkekler de asıl saadeti, işte-güçte, makam ve mevkîde, rahat ve konforda aramamalıdır. Bunların sıkıntı ve meşakkati, beraberinde getirdikleri mutluluktan az değildir.

Âilede huzur, eşlerin sürekli birbirlerini dinleyip anlaması ve muhatabının kendisinden ne istediğine dikkat etmesi ile meydana gelir.

Hanım, beyinin isteklerini anlamayı ve onları mümkün mertebe cevaplandırmayı öncelik hâline getirmeli; erkekler de hanımlarının gönlüne ulaşacak yollar aramalıdır. Sâliha kadın, etrafına saadet saçan cennet kokulu bir çiçek gibidir. Kadın zeki olmalı; eşine ve âilesine kendisini sevdirmeyi bilmelidir. Bunun en emin yolu, kocasına itaatkâr ve hürmetli, çocuklarına şefkat ve ilgili olmaktan geçer.

Dik başlı, inatçı olmak hiçbir insana bir şey kazandırmamıştır. Akıllı ve sâliha kadın, kıymet biçilemeyecek kadar büyük bir hazinedir.

Allâh’ı ve Peygamberini bilen, kulluğunu lâyıkıyla yerine getirmeye çalışan, kocasına saygı, hürmet gösteren, hayırlı işlerde kocasına itaat edip destek olan böyle bir hanımın kıymetini bilmeyen erkek de, başını duvarlara vursa yeridir. Çünkü kıymeti bilinmeyen, şükrü îfâ edilmeyen nimetler, elden alınır.

Evlilik hayatında, kadın ve erkek birer örtü gibi olmalı; birbirinin eksik ve kusurlarını kapatmalıdır.

Hem birbirlerine karşı hoşgörülü ve affedici olmalı, hem de iki tarafın âilelerinden kaynaklanabilecek kusurları engin bir müsamaha ile affedebilmelidir. Zira en küçük meseleler bile üzerinde durula durula büyür.

İncir çekirdeğini doldurmayacak basit meseleler dolayısıyla nice güzel yuvaların yıkıldığına çok kere şâhid olmuşuzdur. Akıllı ve firasetli olan âilelerde ise, en büyük meseleler bile küçülür, küçülür, âdeta bir “yok” hükmüne dönüşür. Huzur ve saadet dolu bir yuvada yetişen çocuklarda, mutlu olurlar. Durmadan stres içinde yaşamaz; hayata karşı içlerinde kin, nefret ve öfke biriktirmezler.

Anne ve babalar, güzellikleri önce kendi şahıslarında uygulamalı ve çocuklarına örnek olmalıdırlar. Çocuk, anne ve babaya sevgi ile saygıyı, komşu ve misafirlere ikram ve ihtiramı, büyüklere hürmet, küçüklere merhameti hep âilede öğrenir. Evlerimiz, Allâh’ın ve Rasûlü’nün öğrenildiği, öğretildiği birer küçük mektep olmalıdır. Çocuklarımız, bu dershânede, en güzel muallim olan anne ve babalarından, Allâh’ı ve Rasûlü’nün örnek ahlâkını öğrenmelidirler.

Kısacası, gönüllerdeki mutluluk evlere, evlerdeki mutluluk ise bütün mahalle ve sokaklara taşmalı; insanlık, Müslümanların gönül hânelerinin şefkat, merhamet ve muhabbeti ile huzura kavuşmalıdır.

Cenâb-ı Hak, bizim yuvalarımıza da bu ilâhî sekinet ve huzuru nasib eylesin. Âmin. Zahide Topcu

Genel af, üç aylar ..Hekimoğlu İsmail‏

 

Genel af, üç aylar ..ImageProxy.mvc
Dünya’yı kendi ekseni etrafında döndürüp, geceyle gündüzü yaratan, Dünya’yı Güneş’in etrafında döndürüp mevsimleri yaratan Allah, her dakikayı her saati mukaddes kılmıştır.

Mazi geçip gitmiş, onunla uğraşma. İstikbal gelmemiş; onunla da meşgul olma. Bulunduğun ânı İslâm’a uydur. Mademki her an ölebiliriz, öyleyse her an helal dairede bulunmalıyız ki, helal daireden ahirete gidelim. Böylece günün saniyeleri bile mübarek olur.

Fakat her insan bu kadar şuurlu olamaz. Onun için cuma gününe, arife günlerine, bayramlara, üç aylara önem verilmiş. Gaflete dalan insanlar hiç değilse bu mübarek günlerde ibadetlerini artırsınlar. Aslında bu dönemler, “genel af”tır, tövbe edenler affa mazhar olur.

Zaman durmuyor, akıp gidiyor… Bu akışın nirengi noktaları, trafik işaretleri mübarek günlerdir. Bazı insanlar bu günlerle bütünleşerek, daha güzel bir yaşantıya kavuşurlar. Üç aylar, Müslümanların ibadette gayrete geliş anıdır. Bu aylarda Müslümanlar maddeten ve manen çok fedakârlıkta bulunurlar. Bu fedakârlık onları sıkı sıkıya İslâm’a bağlar.

Peygamber Efendimiz (sas); “Recep, Allah’ın(c.c) ayı, Şaban benim ayım, Ramazan ümmetimin ayıdır.” buyurmuştur.
Beş mübarek geceden dördü bu aylardadır. Regâib Kandili, namazın farz olduğu Miraç Kandili, aklanma, arınma, affedilme manasına gelen Berat Kandili, bin geceden hayırlı Kadir Gecesi bu aylardadır.
Üç aylar tövbe aylarıdır. Günahlar ruhun üzerine yapışan kirlerdir. Nasıl ki beyaz elbiseye nokta nokta kirler yapışır, elbisenin rengini değiştirirlerse ruha yapışan günahlar da ruhu zor duruma düşürür. Bu sebepten tövbelerle, günah kirlerini temizlemek lazım.

Üç Aylar mübarektir. Önemli olan insanın mübarek olmasıdır. İnsanın mübarekliği de haramlardan arınmak, helal dairede yaşamaktır. “Allah’ım, Recep ve Şaban ayını hakkımızda hayırlı kıl, bizi Ramazan ayına kavuştur.”

Hekimoğlu İsmail

Üç Aylar ve Kandiller Muhasebe Ayıdır..‏

üççççççççnmmmm

Yüce Allah’a sonsuz şükürler olsun ki,yeni bir rahmet iklimi olan mübarek “üç aylar”a kavuşmuş bulunuyoruz.
Bu aylar,imanımızdan gelen bir heyecanla ibadet hayatımızın daha canlı tutulduğu rahmeti bol, bereketli bir mevsimdir.
Recep ayında,Regâib ve Mi’râc;Şaban ayında Berat; Ramazan ayında ise Kadir Gecesi gibi dört ayrı mübarek gece bulunmaktadır.Bu geceler, üç ayların manevî atmosferinin bereket
li ve hikmetli yıldızları gibidir.
Bu aylar, dua ve yakarışların Allah’a arz edilmesi, pişmanlık gözyaşlarıyla günahların yıkanması, yapılan ibadet ve taatlere verilen sevabın katlanması bakımından kaçırılmayacak bir fırsattır.
Bu günlerde nefisler hesaba çekilmeli, ana sermayemiz olan ömrümüzün nerede ve nasıl tüketildiği gözden geçirilmeli, amel defterimize neler yazıldığı, Mahşer günü kurulacak büyük divanın tek Hâkimi Yüce Allah’ın hakkımızda nasıl bir hüküm vereceği düşünülmelidir.
Receb ayı,“üç aylar” olarak bilinen mübarek bir mevsimin ilk ayıdır.Receb, “tazim ve saygı” anlamına gelir.Receb ayı Regaib ve Mi’rac gibi tecellilerle şereflendirilmiştir.
Şaban Ayı ise,Ramazan’a hazırlanmaya yönelik bir hikmeti de taşımaktadır.
Cenab-ı Hakk’ın, kendisini ibadete veren mü’min kullarına Ramazan’da açacağı çok zengin manevi sofradan yeterince nasip almamız için, ona Şaban ayında hazırlanmaya başlamamız çok daha uygun olur.
Bu aylar dua ve tevbelerimizin kabul edilme ümidini daha fazla hissedeceğimiz aylardır.
İnsan hatasız değildir.Sevgili Peygam-berimiz (s.a.s.):”İnsanoğlunun hepsi hata edici ve günah işleyicidir.Hata edenlerin en hayırlısı ise, hatasını bilip tövbe edenlerdir”buyurmuşlardır.
Yüce Rabbimiz de Kur’an-ı Kerim’de:
“Ey Müminler! Hepiniz Allah’a tövbe ediniz ki felah bulasınız” buyurmaktadır.

Ramazan ayına bir hazırlık olmak üzere Recep ve Şaban aylarını daha verimli olarak değerlendirmeli ve mümkün olabildiğince kendimizi günahlardan korumaya çalışmalı ve ayrıca bol bol tevbe etmeliyiz.

RECEP AYINDA KILINACAK NAMAZ

Recep ve namaz

RECEP AYINDA KILINACAK NAMAZ

KILINIŞ ŞEKLİ : Hâcet namazına şu niyetle başlanır:

“Yâ Rabbî, beni, teşrifleriyle dünyâyı nûra gark ettiğin Efendimiz hürmetine, sevgili ayın Recebi şerîf hürmetine, feyz-i ilâhine, afv-ı ilâhine, rızâ-i ilâhine nâil eyle. Âbid, zâhid kulların arasına kaydeyle. Dünya ve âhiret sıkıntılarından halâs eyle. Rızâ-i şerîfin için, Allâhü Ekber.”
Her rek’atte 1 Fâtiha, 3 İhlâs-ı şerif, 3 Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn okuyup, 2 rek’atte bir selâm verilir. Böylece 10 rek’at tamamlanır.
-İlk on gün içinde kılınan namazdan sonra, 11 defa :

“Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ yemûtü biyedihi’l-hayr. Ve hüve alâ külli şey’in kadîr”okunup duâ edilir.
– İkinci on gün içinde, yani Receb’in 11’i ile 20’si arasında kılınan 10 rek’atten sonra, 11 defa
“İlâhen vâhıden ehaden sameden ferden vitren hayyen kayyûmen dâimen ebedâ”okunup duâ edilir.
-Üçüncü on gün içinde, yani Receb’in 21’i ile 30’u arasında kılınan 10 rek’atten sonra da 11 kere

“Allâhümme lâ mânia limâ a’tayte, velâ mu’tiye limâ mena’te, velâ raadde limâ kadayte, velâ mübeddile limâ hakemte, velâ yenfeu ze’l-ceddi minke’l-ceddü. Sübhâne rabbiye’l-aliyyi’l-a’le’l-vehhâb. Sübhâne rabbiye’l-aliyyi’l-a’le’l-vehhâb. Sübhâne rabbiye’l-aliyyi’l-a’le’l-kerîmi’l-vehhâb. Yâ vehhâbü yâ vehhâbü yâ vehhâb”okuyup duâ edilir.

Not; Namazlar ikiser rekat olarak kilinir.