Archive for Aralık 2013

Kalbimiz İman ve Kur’an Nuruyla Nurlansın…‏

971047_369361103190369_923895888_n

Yüce Rabbimiz, insanları sadece Kendisi’ne kulluk etmeleri için yaratmıştır. Yasin Suresi ‘nin 61. ayetinde bunu açıkça bizlere bildirmiştir.

“Bana kulluk edin, doğru yol budur.”

Bu kadar açık bir hükmün karşısında bizlerin tek yapması gereken, samimi ve gönülden Allah’a yönelmek ve yalnızca Allah’ın rızasını düşünerek yaşamaktır. Ve Allah’ın rızasını düşünerek yaşamayı hayatımızın tek amacı haline getirmektir.
Uykudan uyanıp güne başladığımız ilk saniyelerden itibaren sadece Allah’ın rızasını düşünerek hareket etmeliyiz. İnsan gün içinde birçok işle meşgul olur. Şeytan Allah’ı unutturmak için sürekli zihnimizi meşgul etmeye çalışır. Olmadık kuruntular verir, gereksiz konulara dalmamızı ister. Çünkü şeytan bunun için and içmiştir. İnsanları cehenneme sürüklemek için kıyamet gününe kadar Allah’tan süre istemiştir. Ve şeytan bu konuda çok kararlıdır. İşte bu sebepten dolayı biz, Allah’a olan bağlılıkta şeytandan çok daha kararlı olmalıyız.
Yüce Rabbimiz Allah, şeytanı düşman edinmemizi bize emretmiştir.

“Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmağa çağırır.
(Fatır Suresi, 6)

Allah bu emriyle şeytana karşı sürekli teyakkuz halinde olmamız gerektiğini bize bildirmiştir. Biz de bunun bilincinde olarak tüm dikkatimizi bizi yoktan var eden, bize her türlü nimetleri sunan Rabbimiz’e yöneltmeliyiz. Ve bunu samimi olarak Allah’tan istemeliyiz. Tüm dikkatimizi, tüm sevgimizi Kendisi’ne yöneltmeyi nasip etmesini Rabbimiz’den tüm kalbimizle istemeliyiz.
Şüphe duymadan derin bir imanla Allah’a bağlı olmak bir insan için olabilecek en büyük mutluluktur. Yüce Rabbimiz’in Kur’an’da da bize bildirdiği gibi “kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur”. Bu yüzden Allah’ı hakkıyla sevmek, Allah’tan hakkıyla korkmak ve Rabbimiz’in rehber olarak indirdiği Kur’an’a uygun yaşamak çok önemlidir. Kuran-ı Kerim’i çok samimi okuyup, ayetler üzerinde derin derin düşünerek,çok samimi yaşamak da Rabbimiz’in biz kullarından istediği bir ibadettir. Çünkü Rabbimiz’in bizim için seçtiği dinin tek kaynağı Kuran’dır.

“Elif, Lam, Ra. (Bu,) Ayetleri muhkem kılınmış, sonra hüküm ve hikmet sahibi ve herşeyden haberdar olan (Allah) tarafından birer birer (bölüm bölüm) açıklanmış bir kitap’tır…”
(Hud Suresi, 1)

Rabbimiz Kuran’da her şeyi açıklayarak Kur’an’ı rehber edinmemizi, Kur’an’a sıkı sıkıya bağlı olmamızı istemiştir. Fıtratımıza uygun olan da budur. Hem bu dünyada hem de ahirette sonsuza kadar mutlu olabilmemizin tüm kuralları Kur’an’dadır.
O halde Rabbimiz’den kalbimizi Kur’an ve iman nuruyla nurlandırmasını tüm kalbimizle isteyelim.
İşte Rabbiniz olan Allah budur. O’ndan başka İlah yoktur. Herşeyin Yaratıcısı’dır, öyleyse O’na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir.
(En’am Suresi, 102)




esra_erat

NOEL VE YILBAŞI BELASI !!‏

993470_423155484477597_1715004180_n

Miladi Yılbaşı Yani Hristiyan Aleminin christmas’ını Kutlayan Yani Bu geceye özel bir farklılık yapan bir Müslüma’nın Küfre düşme ve KAFİR olma TEHLİKESİ vardır,”Ben Onların Bayramını değil yeni yılı kutluyorum.” diyerek kendini aldatanlar bilsinlerki büyük bir yanlıştadırlar, Bu konuda ki Ayet,Hadis ve Büyüklerin sözlerini sizlerle paylaşıyoruz LÜTFEN HASSASİYET GÖSTERELİM OKUYALIM,PAYLAŞALIM VE ULAŞABİLDİĞİMİZ HERKESİ UYARALIM…

Rahman ve Rahim olan ALLAH ın adı ile..
“Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin.Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar.Sizden kim onları dost edinirse, kuşku kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.
(MÂİDE suresi- 51 )
“Kim herhangi bir gruba benzeşirse o da onlardandır.”
(Hadis-i Şerif-Nakleden Ebu Davûd, Libas 4)
“Bizden gayrısının sünnetiyle amel eden bizden değildir”
(Hadis-i Şerif-Nakil Sahihu’l-Cami: 5439)
EFENDİMİZ (s.a.v)Yine şöyle buyuruyor:
“Bizden başkasına benzeyen bizden değildir.! Yahudilere ve Hıristiyanlara benzemeyin.
(Sahihu’l-Cami: 5434)
Bir kimse kafirlerin bayramında kafire bayramın mübarek olsun dese kafir olur.”
( Adem Müftüoğlu, Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat’a Göre Kitab’ül- Akaid, sh: 386..1996)
Kafirlerin işini güzel gören kimse, küfre girmiş olur. Bu bi’l-ittifak böyledir.”
(Nizamüddin ve Bir Heyet, Fetavay-i Hindiyye, C/4, sh:342. Akçağ Yay.

1 Ocak Mekkenin Fetih yıldönümü mübarek olsun.‏

ImageProxy.mvc

1 Ocak Mekkenin Fetih Günü
Mekke fethinin yıldönümü mübarek olsun.
İnananlara nice nice fetihler nasip etsin Cenab-ı Allah bizleri mekkenin önemini anlamayı nasip etsin
1 Ocak tarihinin Müslümanlar için özel bir önemi vardır. Bazıları şuursuzca yılbaşı kutlarken, Müslümanlar da Mekke’nin fethini kutlamalılar.

Mekke şehri Peygamber(a.s) tarafından 1 Ocak 630 tarihinde fethedilmiştir. Bu fetih öyle anlamlıdır ki, Müslümanlar zorla çıkarıldıkları Mekke’yi hiç silah kullanmadan, bir damla kan akıtmadan teslim almışlardır.

Fethin bu kadar kolay olmasının sebebi Allah Rasûlünün ve Müslümanların insanların gönlünü fethetmesiydi.

Müslümanlar 8 yıl ayrı kaldıkları vatanlarına Allah’ın lütfu ve vadinin gerçekleşmesi ile fethetmişlerdir. “Elbette Kur’an-ın tebliğini üzerine farz kılan Allah, seni yine (Mekke’ye) döndürecektir.” Vadi gerçekleşmiştir.

Mekke’nin fethi mesajlarla doludur. En önemli mesajlardan biri zulmün baki olmayacağıdır. Hiçbir zulüm ebedi değildir. Müslümanlar zulme uğrasa da, sıkıntıya düşse de mazlumların yardımcısı Hz. Allah’tır. Mekke’den, yurtlarından sürülen Müslümanlar böyle inanıyordu. Yapılanları Allah’a havale ediyorlardı. Mazlumla Allah arasında perde olmadığına inanıyorlardı.

İslâm peygamberine ve ona inananlara yapılan zulüm geri tepmiş, hicretle Müslümanlar güçlenmiştir. Mekke’den kovulanlar 10 bin asker olarak Mekke’ye geri dönmüştür. İşte bu mazlum insanlar, Mekke’nin fatihleri olmuş ve tarihe geçmişlerdir.

İşte yılbaşında şuursuzca kutlamalara katılanlara karşı, Mekke’nin fethinin kutlanması, alternatif olay olarak sunulmakta, taşkınlıklar ve çılgınlıklar bir nebze önlenebilmektedir.

Mekke’nin fethi gerçekten kutlanmaya değer islâm tarihinin önemli bir dönüm noktasıdır.

MİLLİ PİYANGO,İDDAA BAHİS,İÇKİ V.B HARAMDIR ..!‏

1521288_560169910735735_880822047_n

Helale haram, harama helal diyen de imanını kaybeder…!

Mesela, domuz eti yemek, alkollü içki içmek, kumar oynamak ve kadınların, kızların başları, saçları, kolları, bacakları açık, erkeklerin de dizleri ile göbek arası açık olarak başkasının yanına çıkmaları haramdır. !

Milli Piyango,iddaa vb. müşterek bahis gibi tertib ve oyunlar da kumardır..!

Kumar haramdır….

Hangi metodla oynanırsa oynansın, oyunun -önceden belli olmayan- sonunda taraflardan biri parayı kazanıp diğeri kaybediyorsa kumar gerçekleşmiştir….

–Müslüman hayat ve kazancı şansa ve tesadüfe değil,
aldığı tedbirler ve verdiği emeğin sonucuna bağlamalıdır…
— Başkasının kazancı haramdır; kumar haksız kazanç yoludur.
— Kaybeden verdiğine razı görünse bile, kalbinden kazanana kin,
düşmanlık duyduğu şüphesizdir.
–Kumar ibâdetlere engel olur…
— Kumarın zararı bireylerle kalmaz, toplumu etkiler; üretime katılmayan, işsiz insanların çoğalmasına neden olur…

Allah cc Tüm müslümanları kumardan İçkiden, ve zinadan korusun.Amin.

ABDESTİN FAYDALARI‏

1468575_613174788731370_150155842_n

Ondört asır önce temizliğin t’sinin bile olmadığı bir ortamda gelen bu hikmetli reçete tam anlamıyla bir Kur’an Ahlâkıdır. Ancak abdestin getirdiği sağlık mucizeleri temizlikten ibaret değildir. Akıllara durgunluk verecek bin bir biyolojik sır gizlidir onda. Üç gurupta özetlersek:

1.Dolaşım Sistemine katkıları:
Kalp, 100.000 km’ye yakın damar ağıyla bütün vücudu besleyen çok geniş bir sistemin motorudur. Damarlar kalpten uzaklaştıkça kılcallarına ayrılarak son hücreye kadar her alanı, her dokuyu besler.
Öyle ki hayati organ ve dokulari birden çok damar agi kontrol eder. Kılcal damarların işlevini devam ettirebilmesinin en önemli şartı “ESNEKLİĞİNİN” korunmasıdır. Ne çare ki, stres ve oburluk (obezite) kılcalların işini bitirir. Bundandır ki obezite ve strese bağlı olarak ortaya çıkan “esneklik kaybı” kalp-damar hastalıklarının ve bunamanın baş sebeplerindendir.

Peki abdest bu korumanın neresindedir?

Bu tehlikeli gidişten uzaklaşmanın en pratik ve sağlam yolu, kan damarlarına genç yaşlardan başlayarak esneklik kazandırmaktır. Özellikle kalbe uzak olan bölgelerde (el, ayak gibi) bu jimnastiğin yapılması daha önemlidir.

Ama damarlara nasıl esneklik kazandırabiliriz diye düşünmeyin! Her şeyin bir çaresi var: Tabii ki egzersiz salonlarında -Ab shaper- larla bu iş olmaz. Damarlara esneklik kazandırmak için basit bir fizik yasasından faydalanabiliriz: “Isı farkıyla hareket”

Evet, damarlarımızı isi farkından istifade ederek açıp kapatacağız. Böylece esneklik ve esenlik bizim olacak.

Özellikle ağız, burun ve boynun iki yanının su ile teması dolaşımı zenginleştirir. İşte on dört asır önce İslamiyet, suyun “altın” olduğu bir noktadan yeryüzüne yayılırken abdesti bu akil almaz hikmeti içinde insanlığa sunmuştur.

Abdest ile, kalp ve dolaşım basıncı nefes alır. Beyin ve bütün sinir sistemi uyuşukluktan kurtulur. Zaten günümüzde psikolojik rahatsızlıkların tek doğal ilacı olarak gusül tarzı genel yıkanma tavsiye edilmektedir. Hele (gusletmenin) tavsiye edilmesi çok hikmetlidir. Çünkü gusülde yapılması zorunlu olan ağız içinin, burnun ve bütün vücudun yıkanmasının faydaları yeni yeni gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Hipofiz bezinin (ki çok önemli hormonların salındığı bir organdır) burun boşluğu ile yakın ilişkisine dikkatinizi çekmek isterim. Burada burna alınan su ne kadar derine çekilebilirse o kadar faydalı olacaktır. Hipofiz bezini dinlendirmenin en iyi yolu, damarlar vasıtasıyla beslenmesini artırmaktır. İşte su bu görevi yapar. Damarların ısı farkı nedeniyle hareketini artırarak hipofize dolayısıyla vücudumuza çok önemli bir dinlenim sağlar.

2. Abdestin Bağışıklık Sistemine katkıları:

Bağışıklık sistemimiz, dolaşım sistemimizden biraz farklı olarak dizayn edilmiştir. Asil adi “lenf sistemi” olan bu mükemmel şebekede daha ince bir damar ağı kullanılmıştır. Bu sistem aracılığıyla mikroplara ve kansere karşı korunuyoruz. Bu kadar önemli olan lenf sistemini korumak da ayrıca önemlidir. Dolaşım sistemindeki damarlardan on defa daha ince olan lenf damar ağının büzüşmesi sonucu çok ağır hastalıklar (zatürree, anjin gibi) ortaya çıkar.

İşte abdest sanki bu sistem için düzenlenmiş gibidir. Lenf ağının kildan ince damarlarını zinde tutar. Hele de bu sistemin kontrol merkezleri olan burun arkası ve boğazın sık sık yıkanması korunma sistemimize “deli” katkı yapar.

Yine lenf sisteminin düzenli çalışması vücudun tepkileri açısından da çok önemlidir. Lenf sistemi iyi çalışan vücut, hastalık ânında aptalca tepkiler göstermez. Daha mâkûl, akıllıca tepki gösterir.

3. Abdestin vücudun Statik Elektriği giderici etkisi:
Bütün hücreler çevresinde belli bir statik elektriği vardır. Ancak vücudun tümü bu statik elektriğin olumlu dengesi içindedir. Bunu hissetmeyiz bile! Ne var ki gerek havada artan iyonlar, gerekse -özellikle çağımızda bir mesele olan- plastik giysiler vücudun dış yüzünde elektron artmasına neden olur. Bu olay dıştan ince doğru bizi etkilemektedir. Özellikle sinir sistemi üzerinde ciddi rahatsızlıklar oluşturur. Bir önemli etki de deri üzerinedir. Bu elektron artışı, deri altındaki mimik kaslarını yorar ve onların vaktinden önce esnekliklerinin kaybolmasına yol açar. Sonuç: yaşlılık belirtisi olan yüz kırışmaları!!!

“Abdestli ölen, ölüm acısı çekmez. Çünkü abdest imanlı olmanın alametidir. Namazın anahtarı, bedeni günahlardan temizleyicisidir”. (Hadis-i Şerif)