Posts Tagged ‘toplum’

Kötülülüğü yaşayarak öğrenmeye kalkmayınız

               

Kötü çevreden yılandan sakınır gibi sakınınız. Unutmayınız ki kötü çevre,
engerek yılanından daha beter zehirler.

İnsan hayatı her zaman sakin değildir. Bazen bu denizde fırtınalar kopar.
Böylesi durumlarda size, sığınılacak bir liman olacak dostlar edininiz. Öyle
dostlar ki, düştüğünüzde kaldıracak, tökezlediğinizde tutacak ve hatta
dizleriniz tutmaz olduğunda sırtına alacak…

Bireysel saldırıya savunma yapabilirsiniz. Ancak toplumsal saldırıya karşı
bireysel savunma işlemez. Toplumsal savunma yapabilmek için karşı-toplum
oluşturmak zorundasınız. Caddelerin, yığınların ruhunuzun üzerindeki olumsuz
etkisinden arınmak için, vizesiz, pasaportsuz kendinizi kaldırıp atacağınız
gönül okyanusları taderik ediniz.

Müslüman girdiği çevreye uyan değil, girdiği çevreyi inancına uydurandır. Bu
anlamda etken ve etkin insandır. Eğer etken olabiliyorsanız, imanınız
iktidarda demektir.

Okumaya devam et

BİZ CİDDİ Mİ DİYORUZ ?

                  

BİZ CİDDİ Mİ DİYORUZ ? 

Temel doktordur. Bir gün acil servise bir hasta gelir. Dr.Temel Kontrol eder ve içini çekerek;

“- Ciddi …”der. Hastayı getiren yakını çok üzülür ve şöyle bir diyalog yaşanır aralarında;

“- Haçen toktor emiçe çok mu ciddiydur.”

“- Ciddi Deyirum sağa”

“- Toktor emiçe ciddi ciddi deyisun da ha söyle da nedir durumu. Kaç gün ömrü kaldı”

“- Ula uşağum CİDDİ deyirum sağa CİDDİ CİDDİ yani GİTTİ,  ÖLDÜ da….” der. 

Bu fıkrada gizli olan bir nokta var beni celbeden. Bizim şivemizden kaynaklanan bir sorun olsa gerek tesettür konusunun dinimizdeki kesin yerini o kadar açıkça ifade etmelerimize ve 1400 küsür senedir gelen kaynakları ve uygulamaları aktarmamıza rağmen bizim hâlâ “CİDDİ” dediğimizi duyuyor bazı kesimler.  

İslam, Hz.Adem (as) ile başlayıp Sevgilimiz Hz.Muhammed (sav) ile tamamlanıp kemal ve olgunluğa eren dindir. Bu din, yaratılmışlara YARATANIN (cc) lütuf eylediği en kıymetli ve mübarek hediyesidir. Bu kıymetli hediyenin en önemli özelliği üç gün olarak kısalığını ve geçiciliğini ifade ettiğimiz dünya hayatımızda, insanların nefislerinden kaynaklanan tüm şerleri defederek huzur, mutluluk ve barışı yaşayabilmesinin ardından ölümle başlayan sonsuz hayatta ebedi saadete kavuşmasıdır. Bu doğrultuda yaratılışımızın amacı olan Sevgilimiz Allah’ın (cc) rıza ve hoşnutluğuna bizi ulaştıracak tek araçta ilim rahmet ve aşk medeniyeti İslam’dır. Allah rızasına ulaşanı da Allah dünyada ve ahrette mutlaka razı eder. 

Rabbimizin bize şerefli hediyesi olan bu mübarek din için içeriğinde bulunan bazı hükümler uyulduğu takdirde vadedilen dünya ve ahiret saadetine ulaştıracak ölçülerdir. Okunmasıyla ibadet olan, alemlere öğüt ve şifa olsun için göderilen mübarek kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Sahibimiz Mevla’mızın (cc) on iki yerde buyurduğu “Hududullah (Allah’ın Sınırları / Ölçüleri)” tabiri işte bu bahsettiğimiz dünya ve ahiret saadetine ermek isteyenlerin dahil olması şart olan ölçülerdir. 

Sahibimiz Mevlamızın (cc) sınırların en önemlilerinden birisi de SETTAR (Ayıpları, hataları ve günahları örten) (cc) ismi şerifinin tecellisi olan setretmekten gelen Tesettür kelimesinin yüklenmiş olduğu anlamdaki emirdir. Rabbimiz (cc), dünya ve ahretteki sonsuz güzelliklere kavuşmak isteyen erkek ve kadın inananlara, kendilerini setretmelerini bunda bilinen, görünen ve görünemeyen birçok hikmet ve faydalarının olmasının yanı sıra asıl manada sadece kendisinin emrine en samimi duygularla bağlanmanın işareti olarak emir buyurmuştur. Bu tesettür emri ilk insan ve peygamber Hz.Adem (as) ile başladığı gibi Peygamberler halkasının en kıymetli nadide incisi Sevgilimiz Hz.Muhammed (sav) ile de güncelliliğini korumuştur.  

Okumaya devam et

Allah’ın Rasulü buyurdu ki…

                 

Allah’ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)buyurdu ki..
-Miraç gecesinde ateşten makaslarla dudakları doğrayan bir topluluk gördüm..Beraberimde ki Cibril’e sordum..
-bunlar kimlerdır Ya Cibril..?
Şu cevabı verdi..
-Bunlar insanları Allah’ın rızasına erdirecek amellere,iyiye,güzele,ve doğruya çağıran,fakat kendi nefislerini çağırmayı unutan,yapmadıklarını söyleyen,Allah’ın Kitabı Kur’an-i okuyup da Onunla amel etmeyen alimler,vaizler,hatiplerdır..

YA RABBİM !
Gideceğim başka kapı yok..Yine Sana geldim Allah’m !
Bize Resulüllah’ın yaşadığı gibi islamiyeti yaşamayı nasıp et !
Bizlere razin olacağın ameller işlememiz için yardım et !
Sana layık kul, Resulune layık ümmet et !
İlmimizle amel edecek ilim ve güç ver !
Bizleri azıp sapmışların,şaşırmışların,islami söylediği halde yaşamayanların yoluna değil,
Hidayette olanların,Razi olduğun kullarının arasına kat…

ALLAH’ım !
Efsaneye göre,Anka kuşu,kendi ateşiyle yanıyor,kül oluyor…
Sonra küllerinden yeniden diriliyormuş…
Tıpkı ,güz geldiğinde,Kuruyan ağaçların bahar’da yeşermesi gibi…
Ya da,Karanlık çöken gökyüzünün,Seherde,ufukta ince bir cizgi halinde ki ışıkla aydınlatması gibi…

EY karanlıktan aydınlığa çıkaran !Kuruyan gönülleri yeşerden,ve AŞKI’yla yanan kül olan kullarını kavuşma günü ,yeniden dirilten ALLAH’ım !
Bizi karanlıktan aydınlığa eriştir…
Bizi ölümden,ebediyete ulaştır…
Güller hep ellerimizde açsın,dikenleri batmasın…
Mutluluk hep yanımızda olsun,EN SEVGİLİDEN ayırmasın…
EY ALLAH’ım !Bizi belalara düçar etme..
Bizi belarlarla imtihan etme…Bizi Kendine Dost eyle Rabbim..!
Tıpkı İbrahim’i dost edindiğin gibi…
Bizi musibetlerden muhafaza eyle…
Tıpkı Onu muhafaza eylendiğin gibi..AMİN…

İslam’ın Üstünlüğü‏

       

Güzel ahlakın hakkıyla yaşanmadığı bir toplumda üstünlüğün nelere dayalı
olduğunu uzun uzun anlatmama sanırım pek gerek yok. Cahiliyenin
kıstaslarının geçerli olduğu bu çarpık sistemde menfaat ilişkilerinin ön
plana çıktığı, bunun sonucunda ise maddi ve manevi sıkıntı, bereketsizlik ve
kargaşanın meydana geldiği inkar edilemez bir gerçektir.

Bediüzzaman Said Nursi’nin de “Ahiret gibi dünya saadeti dahi ibadette ve
Allah’a asker olmaktadır. ” sözleriyle çok güzel ifade ettiği gibi dünyada
mutluluğu ve huzuru elde etmenin tek çözümü, ancak İslam ahlakını
yaşamaktır.

Gerçekten de insanın şan ve şerefini ancak müslüman olmakla kazanabileceğini
Allah “Andolsun size şan ve şerefinizin içinde bulunduğu bir kitap indirdik.
Yine de akıllanmayacak mısınız? ” (Enbiya Suresi, 10 ayetinde belirtmiştir.

“Allah adına gerektiği gibi cihad edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda
size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahimin dini gibi. ” (Hac Suresi,
78 ayetinde ifade edildiği gibi dini yaşamak son derece kolaydır. Ama
toplumun bazı kesimlerinde din kasıtlı olarak zor ve karmaşık gösterilip
müslümanın yapısı ise içine kapalı, dar görüşlü ve pasif bir model olarak
çiziliyor.

Oysa ezik bir müslüman modeli, İslam’ın ilk zamanlarından günümüze kadar
tarihin hiçbir safhasında görülmemiştir. İslam tarihini bu gözle yeniden
incelediğimde Halifeler devrinde dört bir koldan yayılan İslam’ın, her
dönemde cahiliye toplumlarının yasaklarını ve yanlış uygulamalarını ortadan
kaldırip hür bir ortam yarattığını, aklı ve bilimi teşvik ettiğini ve hayatı
tanzim ederek kendisine tabi olan müslümanlara şahsiyet, ilim, zenginlik ve
tüm bunlardan dolayı doğal bir üstünlük kazandırdığını gördüm.

Osmanlı İmparatorluğu’nun çok uluslu yapısını uzun süre devam
ettirebilmesinin, İstanbul’un fethedilmesi gibi başarıların sebebi İslam’ın
sağladığı hoşgörü ve kolaylıktan başka ne olabilir?

Bu yüzden kanaatimce, İslam’ın öncelikle önplana çıkarılması gereken
yönlerinden biri de, İslam’ı yaşamanın sağladığı, geçmişte de defalarca
tecrübe edilmiş olan üstünlüğü olmalıdır.

Okumaya devam et

Fert ve toplum olarak huzur ve güven istiyorsak…

İnsanlığa sevgi,saygı,hoşgörü ve mütevazilikle yaklaşan kişi,hem Yüce
Allah’ın ,hemde insanların yanında değer bulur..
İnsanlara iyi niyet ile yaklaşan ,sözü bir olan,doğruluktan
ayrılmayan,ihlaş,samimiyet ve kul olmanın şuurunda olan herkese,Allah
sayısız nimetler bahseder..

Hem dünya hayatını,hem ahiret hayatını güzel eyler..
Akla hayale gelmeyen rızık ve nimetlere mükafatlandırır..
Ayrıca Allah,kişinin kalbinde doyulmaz manevi hazlar yaratır..
Maneviyat dünyasının hikmetlerini seyretmek,uçsuz bucaksız Ummanlarda manevi
hazlarla kuçaklaşmak,her iki cihana saadet istemek,ve bu istekleri kavuşmak
için iyi insan,iyi Müslüman olmakla bağlıdır…

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve selem )buyuruyor ki..
“İslam,güzel ahlak üzere bina edilmiştir..”

Okumaya devam et